Müzikte "Yerine Sevemem", "Gece, Melek ve Bizim Çocuklar" gibi unutulmaz şarkıları ve Kurtlar Vadisi dizisi ve filmlerinin efsaneleşen müzikleri ile herkesin gönlüne taht kuran Gökhan Kırdar'ın frekans müzik ile iyileşme çalışmalarına daha önce köşemde yer vermiştim. Müzik eğitimi bölümünü mezunu olarak müziğin geçmişten günümüze alternatif bir tedavi yolu zaman zaman kullanıldığı bize derslerimizde de anlatılmıştı. O yüzden Gökhan Kırdar'ın bu çalışması dikkatimi oldukça çekmişti.
Bilmeyenler için birazcık bahsedeyim. Üniversite yıllarında müziğin şifa yönünü inceleyen ve yurtdışında da araştıran Gökhan Kırdar müzikteki bazı frekansların dinleyenlere iyi geldiğini fark ediyor. Gökhan Kırdar "İnsan vücudunda 7 ana manyetik alan (frekans) olduğunu bu frekansların müzikteki bazı frekanslara karşılık geldiğini" belirtiyor. Yaptığı müziğin, müziği dinleyen kişilerde 7 ana manyetik alana bağlı olan salgı bezlerini ve hormonları olması gerektiği gibi çalıştırmaya başladığını söylüyor.
Bu anlamda sosyal medya üzerinden 15000 kişi ile toplu, 1000 kişi ile de bireysel olarak çalışıyor. Frekans müzik ile iyileşme çalışmaları konusunda denemeler yapan Gökhan Kırdar zaman içinde son derece farklı rahatsızlıklardan muzdarip pek çok kişiden olumlu sonuçlar almaya başlıyor.
DAĞHAN MUCİZESİ
Şimdi gelelim yazının konusuna.
Pek çok sonuç almasına rağmen onu en çok etkileyen 7 yaşındaki İzmirli Dağhan Akçam oluyor.
Küçük Dağhan İzmir Ege Üniversitesi'nde kanser tedavisi görüyor.
Ailesi ve doktorlar küçük Dağhan için her şeyi yapıyorlar. Oldukça yoğun kemoterapi seansları da maalesef Dağhan için olumlu sonuç vermiyor. Yani özetle yapılacak bir şey kalmıyor. O sırada aile tanıdıklarının tavsiyesi ile Gökhan Kırdar'ın yaptığı bu müzik ile tanışıyor ve doktorlardan izin alarak (sonuçta vücuda zerk edilen bir ilaç değil) küçük çocuğa düzenli olarak bu müziği dinletmeye başlıyorlar.
Ve bir süre sonra bir mucize oluyor ve kanser duruyor hatta gerilemeye başlıyor. Aile Dağhan'daki bu etkiyi görünce Gökhan Kırdar'ı davet ediyorlar. Gökhan Kırdar ve Dağhan, 5 Ekim'de Ege Üniversitesi'nde buluşuyorlar. Aile Gökhan Kırdar'dan kemoterapinin yan etkileri olan görme kaybı ve taşikardi (düzensiz kalp atışları) için de müzik yapmasını istiyorlar. Dağhan'ın ailesi basın önüne çıkmayı çocuklarının durumunu korumak için tercih etmiyorlar. Onların tabiri ile büyünün bozulmasını istemiyorlar.
Henüz onlarla görüşmedim ancak bu hikayenin başlangıç ve gelişim sürecini onlardan duymayı isterdim, isterim de.
FREKANS MÜZİK
Bu arada Gökhan Kırdar boş durmuyor ve İzmir Tepecik Araştırma Hastanesi Başhekimi Gökhan Akbulut'un daveti ile hastanede kendisi ile görüşmeler yapıyor. Ayrıca Yüksek Teknolojiler Enstitüsü ile farklı görüşmeler yapılıyor. Yetkililer konu ile ilgileniyor ve hatta enstitüde başta kanser hücre türlerine ve farklı hastalıklara frekans müziğin etkileri konulu bir bilimsel çalışma başlatmak istediklerini dile getiriyorlar.
Aynı zamanda Türkiye'de Kanser ile savaşmada etkin derneklerden biri olan Kanserle Dans Derneği başkan yardımcısı Gökhan Kırdar'la bir araya geliyor.
Kanserle Dans Derneği sosyal medya yolu ile sesini duyuran ve Amerika dahil olmak üzere 100.000'den fazla üyesi olan uluslararası bir dernek. Dernek imkânı olmayan kanser hastalarına tedavi olanağı sağlamak, kanserle ilgili yeni araştırmaları ve tedavi yöntemlerini takip edip duyurmak, kanser hastalarının yaşam kalitesini ve tedavi sürecinde motivasyonunu arttırmak amacıyla çalışsan bir dernek. Aynı zamanda kemoterapi alması uygun olmayan, kemoterapi verilemeyen hastalar için farklı iyileşme yollarına kapıları açmış durumda. Yaptığı müzik vasıtasıyla kas hastalıkları, alerji, eklem hastalıkları, Alzheimer, Parkinson, hormonal sorunlar, kilo problemi yaşayan kişilerden gelen olumlu dönütlerden cesaret alan Gökhan Kırdar çalışmasını bilimsel zemine taşımaya hazırlanıyor. Ben de açıkçası bu çalışmayı merakla takip ediyorum. Bakarsınız çare gerçekten de müzik belki de sanat olur.