Beşiktaş, önümüzdeki ay içinde çok ciddi maçlar oynayacak...
Tamam... Ancak; hem kulüp başkanı ve hem de futbolun patronu Şenol Hoca'nın mikrofonlara konuştuklarına baktığımda, müthiş korku var. Amman ne telaş, ne telaş! Algılamakta zorlandığım, Türkiye'nin en iyi kadrosuna sahip olan bir takımın (yedekler dahil), böylesi korkak açıklamaları! Yahu, imam-cemaat misali... Liderler bahaneler sıralarsa eğer, oyun alanında koşan o askerleri, nasıl etkileyeceksin arkadaş, nasıl?
JAHOVİC ALLAK BULLAK ETTİ
Ööf, öf, her neyse... Konyasporlu Muhammed'in ölümünden dolayı, gözyaşlarım, bilgisayarın üzerine düşerken, döndüm maça... Quaresma ve Oğuzhan'ın kenarda bekletilmesi, belli ki strateji gereği...
Yalnız, yerine görev yapan bu Lens var ya, bu Lens'den gözümü ayıramadım koca ilk yarı! Fenerbahçe'deyken, o sağ taraftan kasırgalar estiren... Leblebi gibi adam eksiltip, goller atıp, goller attıran adamı aradım, her Beşiktaş atağında!
Sahtesini mi kaktırdılar, acaba? Evet, sağ kolu kırık o Beşiktaş, Atiba-Tolgay moderatörlüğünde orta alan hakimiyetini ele geçirdiler, ilk yarı boyunca... Kendi kalelerinde tehlike yaşamazken, Taliska ile ciddi iki deneme yaptılar, rakip kaleye...
Babel'in şutunda, Atiba'ya çarparak gol olan şut var ki, bana göre ofsayt! Ama, ne orta, ne yardımcı çözemedi işi!
TOLGAY'I OYUNDAN ALMAK!
Ne salağım (!) İkinci yarıda 'böyle gider!' diyordum, kendimce... Topa sahip olma oranı, Beşiktaş... Rakip alanda, sürekli oynayan Beşiktaş... İkinci yarı başladığında, kalesinde Jahovic ile golü gören bir Beşiktaş, allak-bullak etti kafamı!
Bu yaratıcı, bu kendini profösör sanan Şenol Güneş gibisinden hocaları izledikçe bilmem, kendimi, ne kadar 'futbol cahili!' olduğum kanısana varıyorum, elimde olmadan! Ben cahile, Lens, sahada tel tel dökülürken, olmayacak bir biçimde Tolgay'ı oyundan almasını, nasıl anlatabilir koca kafama? Sözümona, bir aylık bir kampa almışmış, futbolcularını... Eşleri bile kampa izinle gireceklermiş, filan...
Korku, tüm benliğini, tüm dağlarını sarmış, farkında mısın Hoca?