Huzursuzluk! tam tavan yapmış durumda Beşiktaş'ta! Baksanıza, topu sağdan alıp, sola veren! Etliye-sütlüye hiç karışmayan! Ne bi asist, ne bi gole imza atamayan Elneny efendi, daha şimdiden yaşanan durumlardan bunalmış ve tüymenin hesabına girmişse eğer, gerisini siz düşünün, yani Kara Kartallar'ın pür-mealini! Dorukhan, sağ bekte... Hemen, sürekli yanından ayrılmayan Oğuzhan, burnunun dibinde! Vida ile Victor, her daim telaşın içinde! İnatla ileriye çıkmakta direnen Caner, çakılı solbekte! Ne yaptığını kendisi bile bilemeyen Lens, Allah'ın adamı zaten!
N'Koudou ile Ljajic, zaman zaman ortalarda gözükürse! Burak Yılmaz, hal böyle olunca da, on sekizinci dakikada, ilk kez topla buluşursa!
Abdullah Avcı hocama sormazlar mı, 'Nasıl olacak bu işler bilader?' diye... Kendi sahandasın ve sekiz-on pas yapmadan orta çizgiye bile ulaşamıyorsan, çok şeyler ters gidiyor demek ki... Tek Atiba... Canını dişine takan, topu sökerek kazanan ve iki kez gol pozisyonu yakalayan, tek Atiba vardı, koca takımda, koca ilk yarı boyunca sahada...
AKSAM NASIL UYUYACAK
İkinci yarı başlarında, yine ortada fol yok yumurta yokken, Baiano'nun NKoudou yaptığı penaltı imdadına yetişti Beşiktaş'ın...
Burak ile öne geçtiler ve hemen ardından, yine Burak'ın müthiş pasını gole çevirdi Diaby... Bayağı rahatladılar böylece...
Günü, kotardılar yani... İki parantez açmam gerekiyor şu maça... İlki; oyunun başından sonuna direnç gösteren, müthiş seyir zevki veren, hücumda sürekli kanatları kullanan ve topu kaptırdıklarında da, rakibinin alanını daraltmaya çalışan, bayıldığım Alanyaspor'a...
İkincisi ise; ilk yarıda, ceza alanı içinde Vida'nın eline çarpan, ikinci yarıda yine iki kez Atiba'nın, neredeyse eline yapışan topları, VAR'a bile sormak gereği görmeyen, diğer bir deyişe hak yiyen Arda Kardeşler'e!
Akşam yattığında, nasıl uyuyacak acaba?