Galibiyet, tamam... Ama, sıkıntılı bir durum var ortada... Tribünlerin, başkanı sürekli istifaya davet etmesi... Mustafa Abi'nin topa fazla girmemesi ve hala 'Üvey Baba!' rol modelliğine soyunması... Dahası; postalanacak gözüken Tarık ile maça başlaması, Amerika'yı yeniden keşfetmenin son izleri miydi, acaba?
Karşılaşma başlarken o şık, o zarif giyinen büyüğümü 'kot pantolon!' ile görünce, geçmiş heyecanlarını yitirdiği kanısı oluştu, içimde... Hiç tutmadığım ancak, son zamanların başarılısı Sabri yerine Tarık' tercih etmesi, aymazlığın daniskasıydı, dün akşam(!)
Evet, konumuza bi el atarsak, son zamanlarda mecburi fazlaca karşılaştıklarından, neredeyse 'akrabalık!' konumuna geldiler Akhisar'la... Huyunu-suyunu ezberlemeleri ve yedikleri yemeğe kadar hatmettiklerinden olacak ağır-aksak, yalan-dolan paslarla başladı oyun!
Kendi sevenlerinden bile sürekli tepki gören Umut'tan, ilk golün gelmesi... Çok dikkate alınmayan bir Olcan Adın'ın asistliğin de, Podolski'nin ustalığı... Keza; Yasin'e karşılık veren Rodellega ile N'Guemo'nın güzelim Muslera'yı üzen golleri, Mustafa Abi'min şekerini, bayağı bir yükseltmiştir sanırım(!)
Üvey Baba'nın, topa fazla girmediğinden söz ederken, 'Öz evlat' Cihat ve öğrencilerinin, şövalye ruhuyla nasıl mücadele verdiklerini, kafa kafaya mücadelelerini! Centilmenliği elden bırakmayan bir Akhisarspor'dan, topa sert, rakibine saygılı bir ekipden de bahsetmezsem, iki elleri iki yakamda olur. Kırmızı kalemle altını çizeyim ki vebal, üstümde kalmasın...
Tribünlerin, yönetimi istifaya zorladığı(!) geçtim, 'Üvey Baba!' konumundaki Mustafa Abi'min bundan sonraki hamlelerinin ne olacağını bekliyorum!
