Hani, her iki kulübümüzün son 'Mahsun hallerini!' çözmek adına önümüze dört Facit, üç hesap makinası ve iki bilgisayar koysalar, problemi halledebilir miyiz, bilemem!
İlki, Altınordu... O Katalonya modelini benimsemesi, en çok benim hoşuma gitmişti, çok evveler de... İnatla, hırsla ve azimle koyduğu yabancı oynatmama kuralından, vazgeçmedi mahalle arkadaşım (M. Özkan)... Geçen yıl 'Sakata gidiyor!' denilen zamanlarda, on küsur hafta seri yakalayarak, inanılmazı başardılar ancak, şu son zamanlarda yaşadıkları 'Patlıcan Kesadı!', nedendir, ne sebeplerdendir, bil bilebilirsen? O pırıl pırıl futbolcularda yeri gelmişken sormalıyım; 'Özgüven!' niye eksilmekte?
Keza Karşıyaka, daha muamma! Böyle bir ligde, on küsur milyon harcayacaksın, puan sıralamasının en altına 'bağdaş' kuracaksın(!) İşlerine karışmış gibi olmasın ama, spor akademilerinin uzman hocaları, bu müthiş başarıda emeği geçen bil-cümle vatandaşı, gündeme alırlar mı acaba?
Estek- köstek giden her iki ekibimizin karşı karşıya gelmesini 'Derbi!' olarak nitelendirmediğimden, yarım gözle başladım mastürbasyondan öteye geçmeyen karşılaşmaya!
Böyle derken, şunun altı net bir biçimde çizilmeli! Lejyonerler ile iyi eğitim almış askerlerin, birbirleriyle karşılaşmasını izledik... Pozisyonların, matematiksel fazlasıeksiği hesabı bi kenara, KSK'li futbolcuların, ivedilikle tüyme düşüncelerini, bireysel tavırlarından anlamamak için, on numara aptal olmak lazım(!) Buna karşın Altınordulu Askerler aldığı talim-terbiye gereği, geride fazla riske girmeden... Orta alanı tek paslarla geçerek... Az da olsa ileride, bencilliklere kaçmadılar. İşte size, Yusuf'un golüyle gelen İlahi Adalet!
Demek, ilkeli olmalı.. Demek alt yapı, çok çok önemsenmeli! Demek, ülkeye müthiş örnek olan bu işin mihmandarı mahalle arkadaşımdan( M.Özkan), eğer randevu verirse, fikir alınmalı(!) İsteyen olursa, telefonu ben de(!) Tabii ki, izin verirse(!)
