Maria Sharapova, 4 büyük grand slam turnuvasını da kazanan tüm zamanlarda onuncu, "open" döneminde ise altıncı "Grand Slam"i başaran bayan sporcu olarak tarihe geçti. İşte aynı başarıyı ABD'li Serena Williams 13 grand slam kazanarak gösterdi. Alman Stefi Graf 22, ABD'li sporcular Martina Navratilova 18, Chris Evert 18, Billie Jean King 12, Shirley Fry 4, Doris Hart 6, Maureen Connolly 9 kez Grand Slam kazandı. Tüm zamanların rekortmeni ise Grand Slam turnuvalarında tam 24 kez kupayı kaldıran Avusturyalı Margaret Court. İşte ise örnek alınacak 7 ABD'li, 1 Avusturyalı, 1 Alman ve 1 Rus tenisçi...
Aramıza hoşgeldin Gila Benmayor
Okur "mail"lerine pek cevap vermese de devamlı ve zevkle takip ettiğim, daima güzel konuları işleyen önemli bir köşe yazarı Gila Hanım. Tenise de el atmaya başlamış olması ayrıca çok faydalı olacak sanıyorum. TEB Genel Müdürü ile yaptığı söyleşi dolayısıyla Parisbas, TEB ve Roland Garros'tan söz ediyor. Özellikle de Roland Garros'a ilk defa gittiği için bu büyük etkinlikten çok etkilenmiş. Tenisin nasıl bir ekonomik motor olduğunu görmüş ve anlatmış. Yakında kendisi kortlarda görürseniz hiç şaşırmayın! Umarım bundan sonra kendisinin tenis ile ilgili yazılarını daha çok okuruz. Aramıza hoş geldiniz Sayın Gila Benmayor...
Yenilikler bitmez
Tenis ve tenis ile ilgili her şeyin geliştiğini ilgili yayınlar sayesinde görüyoruz. Her gün yeni yeni antrenman teknikleri ve cihazları geliştiriliyor. İnsan vücudu daha iyi tanınmaya başlandı. En küçük kas üzerinde bile araştırmalar yapılıyor. Ayrıca seyircilerin de ilgilerini çoğaltmak, teknolojinin son imkanlarını seyircilere sunmak ve geliştirmenin de yönetimlerin en başta gelen görevlerden biri olduğu artık çok bariz... İş yalnız kortları boyamak, netleri yenilemek değil demek ki!
Bu beklenti ve bu taleplerin de sonu hiç gelmeyecek anlaşılan. ETV Yönetimi ucundan da olsa bu işlere önem vermeye başladığı gibi öncelikle "skorbord"'unu devreye alarak seyirci sayısını ve ilgisini arttırdı. Darısı diğer kulüplerimizin başına...
Gençlik beklemede
Gençler okul ve özel dershanelerden vakit çalabilirlerse, çok değerli boş zamanlarını arkadaşlarının çokça olduğu kafelerde geçiriyor... Zaten spora da pek vakitleri yok... Evet, şu anda kararsız bir şekilde beklemedeler. Neyi bekliyorlar derseniz onu da bilebildiklerini pek sanmıyorum. Allah yardımcıları olsun.
Ancak bu kadar telaş ve yorgunluğun, aslında en iyi şekilde sporla çıkarılabileceğini ve bunun için gerekli zamanın kendilerinin yaratmaları gerektiğini hatırlatmadan duramıyor ve "haydi gençler spora", ve sporların en güzeline "haydi gençler tenise" diyoruz.
