Galatasaraylılar, yönetici Abdürrahim Albayrak'a çok kızgınlardı. Çünkü kulübün bir türlü alamadığı santrforun sorumlusu olarak onu görüyorlardı.
Gomis'in gidişinden beri hem Cengiz, hem Albayrak hedef tahtasındaydılar. Ama öğrendik ki, Albayrak santrfor transfer edilebilsin diye kimsenin elini atmadığı finansal konuda parayı peşin vermiş ve taraftarı sevindiren golcü transferleri yapılabilmiş. Unuttuğu yöneticilik hamlelerini tekrar hatırladı.
Ver parayı, öpeyim armayı!
Tolgay Aslan'ın Fenerbahçe armasını öpmesi haftanın konusuydu.. Futbolcunun işi para kazanmak. Çoğunluğu asgari ücretle çalışan taraftarın işi ağzını yormaktır!
Profesyonel futbolcu, milyon dolarlar kazanıyor. Tabi ki hangi takım veriyorsa onun da yöneticisi "armayı öp" der öper, "taraftara üçlü çektir" der, onu da yapar. Sonuçta spor işçisi. Önümüzdeki yıllar Tolgay başka takıma gittiğinde oranın armasını da sever.
Çok da abartmamak lazım..
Ama ekmeğini yediği Beşiktaş'a arkadan sallaması yakışmadı!
O kadar!
Sergen Yalçın
Alanyaspor Teknik direktörü Sergen Yalçın'ın Türk futbolunda özel bir yeri var.
Yetenekleri tartışılmazdı. Futbolculuğunda yeteneğini geliştirme yönünde çaba sarfetmedi. Teknik direktörlük kariyeri de bir zirvede, bir bakıyorsunuz 2-3 ay sonra takımın performansı düşünce, ayrılıp bir süre de ortalıkta görünmeme huyu var.
Ülkemizin Sergen gibi, futbolcuların dilinden anlayan teknik adamlara ihtiyacı var. İnşallah futbolculuğundaki gibi antrenörlükte de gamsız davranmaz. İleride onun da hayal ettiği gibi Beşiktaş'ın başında görev alacağına inanıyorum.
Ne olacak şimdi?
Biliyorsunuz Arjantinli golcü Emiliano Sala transferi için giderken uçağı kayboldu..Artık ümit de kesildi.
Kayıp uçak denizde bulundu. Ama.
Daha cesedi bulunmamışken, kulübü Nantes, Cardiff City'den transfer parasını tahsilinde ısrar etmeye başladı.
Arada sözleşme yapılmışsa Cardiff kuzu kuzu öder. Ancak yapılan, futbolcuya ve ailesine saygısızlık. Doksanlı yılların başında futbola astronomik rakamlar girdiğinden beri vicdan sahalardan kaçtı. Fransız ve İngiliz kulübü para kavgasına girdi. Güzel atasözümüz var bununla ilgili; "Kasap et derdinde, koyun can derdinde" diye. Nantes haklı mı? Ne olacak şimdi?