Virüsün yarattığı depresyonu ve çıkışı psikolog Onur Akkoca anlattı

Dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını insanlığı etkilemiş durumda. Çin’de ortaya çıkan virüs en çok da evlerinden dışarı çıkmayan eşler arasında tartışmalara yol açıyor hatta çok şiddetli kavgalara neden olabiliyor.

Korona virüsünün hayatımıza burnunu sokmadığı yer kalmadı. Bazılarımız için hayat zordu, şimdi daha da zor. Çünkü bu virüs, bizi evde kalmaya zorluyor. Dolayısıyla baş etmek zorunda olduğumuz bir sürü soruna, bir de eşler arası ilişki sorunları eklendi. Evde kalınca eşler daha çok kavga edecek, boşanmalar artacak gibi tahminler ortaya çıkıyor. Evlerimizde değişen yeni yaşam biçimini Psikolojik danışman Onur Akkoca ile konuştuk.

Gerçekten eşlerin evde bu kadar uzun kalması sorun yaratır mı? Dünyada en sevdiğiniz şeyi bile yapsanız, bir süre sonra sıkılırsınız. Sıkılmak insanın doğasında vardır. Gerginlik ve baskı bizim tahammül düzeyimizi çok azaltır. O nedenle çok küçük bir olay bile büyük tepkilere yol açabilir. Bu kadar uzun süre hiçbir değişiklik yapmadan aynı evde kalan çiftlerin tartışması kaçınılmazdır.

Korona bize ne dedi? Korona bize değişim şart dedi. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, sen olacak diye ısrar edersen, o seni ve dünyayı hiç istemediğin bir şekilde değiştirecek, "haberin olsun" dedi. Evde oturmaya başlayan eşler, eski günlerdeki gibi davranmaya devam ederse, hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Konuşma şeklimizden, evdeki iş bölümüne kadar her türlü değişime ihtiyaç var. Burada en önemli konu eşlerin ya da aile üyelerinin birbirine duyarlı davranması. İçte yaşanan öfkeler en tehlikelisidir ve bu hem evlilik için hem de kişi için çok rahatsızlık verici sonuçlar doğurur.

Neden sorunlar bu dönemde artar? En önemli kaynak hayatta kalabilme ve hastalık bulaşacak kaygısı elbette. Daha sonra ekonomik sıkıntılar, çocuklarla daha çok ilgilenmek zorunda kalmak, evde iş yükünün artması, sosyal ilişki ve paylaşımın azalması, rahatlatıcı aktivitelerin azalması gibi listeyi uzatabiliriz.

Asıl sebep nedir? Asıl sebep buz dağının görünmeyen kısmındadır. Kriz anlarında ilişkilerinde güven temeli olan eşler daha da birbirine bağlanırlar. Çünkü eşinin alt yazısını okumayı öğrenmiştir. Yani onu çok iyi tanımıştır. En önemlisi de sıranın kimde olduğu kısmıdır. Yani en çok kim sıkılıyorsa, öncelik onda olur. Bu eşler 'ben böyle yapıyorum' değil, 'biz böyle yapıyoruz' sürecini öğrenmiş eşlerdir. Bu güven ilişkisi dediğimiz şey, evde yaşayan herkesin ihtiyaçlarına duyarlı olmak demektir.

NE İSTEDİĞİMİZİ NET ANLATMALIYIZ
Duyarlı olmak için neler yapabiliriz? Aynı olmayı beklememek en önemli konu. Yani herkesin farklı bir mizacı var, dolayısıyla da stresli durumlara karşı farklı tepkiler verebiliriz. Kimi daha sabırsız olurken, kimimiz içe kapanabiliriz. Kimse sizle aynı duygulanıma sahip olamaz, karşımızdakinin kendimiz gibi olmasını beklememeliyiz. Özellikle çocuklardan bu beklenti içinde olmak, eşlerin bunu sağlaması için bizim zihnimizi okumasını beklemek, sorunları daha da artırır. Ne istediğimizi basit ve net cümlelerle anlatmalıyız. Beklentilerimizi en aza indirmeliyiz. Yaşam alanına saygı çok önemlidir. Herkesin ayrı kalabileceği bir alan yaratılmasına özen gösterilmelidir. Yani aynı evde kalmak o kadar da kötü değil. Bir zamanlar onunla biraz daha görüşebilmek için, nelere katlandığınız hatırlayın.

Tek suçlu korana mı? Yolunda gitmeyen evliliklerin aslında temel sorunu sağlıklı iletişim kuramamaları değildir. Bu en kolay çözülecek sorundur. Çift terapilerinde birkaç seansta öğretilir. Asıl sorun, bireylerin kendilerine ait olan çözümlenmemiş sorunları, küçüklüğünden beri karşılanmamış ihtiyaçlarının farkında olmamasının yanı sıra, kimden karşılayacağını da bilememesinde yatar. Yani sorun bizim sorunumuzdur. Sevgi ihtiyacı ebeveynleri tarafından karşılanmamış biri, sürekli sevilip sevilmediğini, istenip istenmediği kontrol etmek ister. Bunun için yaptığı davranışlar eşini bunaltır ve sonunda en çok ihtiyaç duyduğu sevgiyi kaybeder. Yani korona burada günah keçisi oluyor. Aslında yolunda gitmeyen evlilikleri su yüzüne çıkarır.

Her şey çok iyi giderken kavga ettiysek ne olacak? Bu kadar kaygı yükü altındayken, sinir sistemimiz bazı durumları tolere edemeyebilir. Burada onarım çok önemli. Yani engelleyemediğimiz bir tartışma olduysa, uzun uzun konuşmak, sürprizler yapmak değil, sarılmak, seni seviyorum demek, uyumadan önce iki ayağın bir birine değmesi bile onarım açısından çok değerlidir.

GÜVENDE HİSSETTİRMELİSİNİZ
İlişkilerin temelinde sevgi mi var? Kime sorsak ilişkideki en önemli şeyin sevgi olduğu, evliliklerin büyük bir oranda sevgi ile ayakta kaldığı söyler. Ancak bu sorunun cevabı, güven ve emniyette olabilme olacaktır. Güvende ve emniyette olma duygumuzun en çok sarsıldığı bu günlerde partnerimize, bu güven ve emniyet duygusunu evimizde yaşatmak öncelikli konumuz olmalıdır.

Bağışıklık sistemini güçlendirmek için ne yapalım? Mutluluk, bizim beden sağlığımız ve ömrümüzün uzun olması için ön koşullardandır. Yapılan araştırmalarda, yaşam doyumu üzerindeki en büyük olumlu etkiye sahip olan şey, hayat boyu kurulan ilişkilerin içtenliği olduğu bulunmuştur. Yani elinizde çok güçlü bir bağışıklık güçlendiriciniz var. Eşiniz... Bu fırsatı elinizin tersiyle iterseniz, kaybeden siz olursunuz. Onunla mutlu olmak için şimdiye gelin, bugüne gelin, hayatınıza kattıklarınıza odaklanın.

Fatih ŞENDİL

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.