Tercih sürecine başlamadan önce öğrencinin kendini tanıması büyük önem taşır. Hangi alanlarda başarılı olduğu, hangi konulara ilgi duyduğu, nasıl bir iş ortamında çalışmak istediği gibi sorulara içtenlikle cevap verilmesi gerekir. Kimi öğrenciler teorik derslerde daha başarılıyken, kimileri uygulamalı alanlarda çok daha üretken olabilir. Bu farklılıklar doğru bölüm ve meslek seçimi açısından belirleyici olur. Adaylar tercih etmeyi düşündükleri üniversiteler hakkında detaylı araştırma yapmalıdır. Üniversitenin akademik kadrosu, sunduğu olanaklar, staj imkânları, kampüs ortamı ve öğrenci kulüpleri gibi birçok unsur, eğitim hayatının kalitesini etkiler. Sadece bölüm adıyla karar vermek, ilerleyen yıllarda memnuniyetsizlik yaşanmasına neden olabilir. Aynı şekilde mezunların iş bulma oranları da bölümün uygulanabilirliği açısından önemli bir göstergedir.

UZMAN GÖRÜŞLERİNİN ÖNEMİ
Tercih döneminde uzman görüşlerine başvurmak büyük fayda sağlar. Rehber öğretmenler, kariyer danışmanları ya da tercih uzmanları, puansıralama uyumu, yüzdelik dilim gibi teknik konularda daha sağlıklı yönlendirmelerde bulunabilir. Özellikle sıralama değişimleri, kontenjan artışları ya da yeni açılan bölümler gibi faktörler göz önünde bulundurularak güncel bilgilerle tercihler yapılmalıdır. Bu süreçte öğrencilerin yaptığı en yaygın hatalardan biri, sadece çevresel baskılara göre tercih yapmaktır. Ailelerin, arkadaşların ya da toplumun beklentileriyle hareket etmek, bireyin gerçekten istemediği bir alana yönelmesine sebep olabilir. Bu da ilerleyen yıllarda mutsuzluk ve bölüm değiştirme isteğini beraberinde getirir. Tercih süreci kişisel bir karar olmalı, karar verirken çevreden fikir alınmalı ama son söz mutlaka öğrenciye ait olmalıdır.

Rehber öğretmenler, kariyer danışmanları ya da tercih uzmanları, puan- sıralama uyumu, yüzdelik dilim gibi teknik konularda daha sağlıklı yönlendirmelerde bulunabilir.
'KAZANMAK' YANILGISI
Yine yapılmaması gereken bir diğer hata ise, "sadece kazanmak" için ilgisiz bölümler yazmaktır. Sıralama daha düşük diye tercih edilen ama ilgi duyulmayan bir bölüm, üniversite yaşamını zorlu hale getirebilir. Öğrenciler bu nedenle, istemedikleri ama "garanti" olarak görülen bölümleri listeye almadan önce gerçekten o bölümde okuyup okuyamayacaklarını iyi düşünmelidir. Son olarak, tercih süreci boyunca öğrenciler farklı üniversite türlerini ve imkanlarını da değerlendirmelidir. Devlet üniversiteleri dışında vakıf üniversitelerinin burslu veya kısmi burslu seçenekleri, yurt dışı üniversite olanakları, ön lisans programları ve dikey geçiş imkanları da alternatif planlar arasında yer alabilir. Tercih dönemi, sadece bir liste hazırlamaktan ibaret değildir; kişinin yaşam yönünü şekillendiren bir karardır. Bu yüzden soğukkanlı, bilinçli ve doğru bilgilere dayalı bir şekilde hareket etmek gerekir. En önemlisi de, bu sürecin bir yarış olmadığını, her bireyin farklı yollarla kendi başarı hikâyesini yazabileceğini unutmamaktır.

