Hayatın kendisi bir oyun: Doğru hamleleri yapmaya çalıştığımız, yapamadığımızda dersler çıkardığımız... Başkalarını yok saydığımızda tadına varamadığımız, tek başına oynayamadığımız... Kurallarını ise hala anlamaya çalıştığımız. Bahar kendini nihayet hissettirmeye başladı. Sabırla bekledik bu sene baharı... Her şeyin bir sırası olduğunu bilmemize, kıştan sonra geleceğinden hiç şüphe duymamamıza rağmen bu bekleyiş biz yetişkinleri bile yordu zaman zaman... Hayatlarının baharındaki çocuklarımıza kazandırmak istediğimiz en önemli özelliklerden biri sabırlı olmak... Her istedikleri ivedilikle yerine getirilen, teknoloji odaklı hıza alışmış evlatlarımıza sabrı öğretmek çok da kolay olmuyor haliyle... Çocuklarımızın geleceği için sabrın dışında, onların ve bizlerin odaklanması gereken bir çok başka konu da var tabi ki... Mesela çok da uzak olmayan gelecekte, bilgiden çok yeteneğin önem kazanacağı bir döneme girmek üzereyiz. Yapay zekadan farkımızı ve üstünlüğümüzü belirleyecek en önemli unsur yeteneklerimiz olacak hiç kuşkusuz... Öyleyse çocukların yeteneklerini geliştirmesini ve tanımasını sağlamak onlara yapacağımız en büyük iyilikler arasında... Eh, hepimizin çok önemsediği matematik becerileri de sistematik düşünmenin olmazsa olmazlarından... Gerçek yaşam becerilerini kazanmada önemli yani... Matematiği severek öğrenmenin yolu ise oyunlardan geçiyor... Ve tabi diğer kazanımların da...
İLERİ GÖRÜŞLÜ BİREYLER
Akıl ve zeka oyunları yukarıda saydığımız tüm özellikleri kazandırıyor çocuklara... Dahası da var üstelik: İleri görüşlü bireyler yetiştirmek de bu oyunlarla mümkün. Akıl ve zeka oyunlarını oynayan çocuklar bir sonraki aşamayı da düşünüp, yapacakları hamleyi planlıyorlar. Planlamakla kalmıyor, riske girmeyi; aldıkları riskin sorumluluğu ile sonucu kabullenmeyi öğreniyorlar. Takım ile çalışma alışkanlıkları da yine bu yolla gelişiyor. Takım içinde herkesin sorumluluklarını bilmek ve yapmak zorunda olduğunu görüyorlar... Başarının bu şekilde geleceğini deneyimliyorlar yani. Bunların yanı sıra, başarının sadece kazanmak olmadığını, kazanmak kadar kaybetme ihtimalinin de olduğunu, bugün kaybetse de yarın kazanabileceğini, bunun için çalışmaya devam etmesi gerektiğini, kazanmasa da eğlenebileceğini, aslolanın elinden gelenin en iyisini yapmak ve kendini geliştirmek olduğunu,yaptığı hataları tecrübeye çevirip, dersler çıkarmanın gerekliliğini, kaybetse bile, kazananı içten tebrik etmeyi, yani centilmenliği de öğreniyorlar.
AİLE İÇİ İLETİŞİM
Kıyasıya rekabetin acımasızlığa dönüştüğü dünyamızda, bu üzücü yarış ilkokullara kadar inmiş iken oyun sonunda birbirini tebrik eden çocukların varlığını görmek dünyaya dair umudumuzu arttırıyor... Stratejik düşünmeyi, kritik kararlar almayı öğreten; insani ilişkileri geliştiren, sosyalleştiren, özgüveni arttıran, dikkati yükselten, okuduğunu anlama becerisini kazandıran, unutkanlığı azaltan, planlı hareket ettiren, kuralları anlamayı sağlayan, zekayı aktif tutarak öğrenmeyi kolaylaştıran akıl ve zeka oyunlarının faydaları sadece bu kadarla sınırlı değil. Berkeley Üniversitesi'nin araştırmasına göre haftada sadece 1.5-2 saat bu oyunları oynayan çocukların IQ larında yüzde 13, mantıksal düşünme yeteneklerinde de yüzde 32'lik artış görülmüş. Ayrıca akıl ve zeka oyunlarının aile içi iletişimi arttırmadaki rolü de yadsınamaz. Çocuklarımızı hatta kendimizi tanımanın en etkili yolu onlarla oyun oynamak hiç kuşkusuz. Hepsinden önemlisi; TV, bilgisayar ve telefondan uzak geçirilen eğlenceli zaman ile yaratılacak eşsiz anılar paha biçilemez kazanımımız olacak. Aile içi sağlıklı iletişimin, sağlam gelecek için önemini söylemeye gerek bile yok zaten... Tüm bu verilere ve dünyanın günümüzdeki haline bakıldığında, ah keşke zamanında akıl ve zeka oyunları daha çok oynansaydı dememek işten bile değil, değil mi?