CHP Genel Başkanı Özgür Özel DEM Parti'yi Stockholm sendromuyla yani "celladına aşık" diye suçlarken, kendi ayağına sıktı, Stockholm çukuruna yuvarlandı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Stockholm çukuruna yuvarlanan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e tarih dersleri verdi.
"Cellat görmek istiyorsan aynaya bak Özel" sözüyle Stockholm çukuruna yuvarlanan Özgür Özel'in perişan halini çok güzel tasvir ediyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın terörsüz Türkiye ve bölge sürecindeki partiler üstü mücadelesi ve 50 yıllık terör sorununu çözme konusunda baldıran zehri içerek MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile beraber büyük çabası bir gerçek. DEM Parti'nin de sorunun çözümü için TBMM'de kurulan komisyona katılması söz konusu iken, terörsüz Türkiye-Bölge yolundaki sürece takoz koyan CHP Genel Başkanı Özel, öyle bir suçlama ile DEM Partiye yüklenmesi, CHP'nin tartışmalı tarihinin yeniden gündeme gelmesine yol açtı. Terörsüz Türkiye-Bölge sürecinin mimarı Cumhurbaşkanımız Erdoğan'dan da gereken tarihi dersleri Özgür Özel aldı. Erdoğan'ın Stockholm çukuruna yuvarlanan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik ifadelerini tekrar tekrar okumakta büyük yarar var.
MİLLET FARKINDA
"Şimdi çıkmış, artık ismini bile duymaya tahammül edemedikleri selefi Kılıçdaroğlu gibi birilerini cellat olmakla itham ediyor. Neymiş? DEM Parti'nin terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm sendromuymuş; yani celladına aşık olmakmış. İnsanda biraz utanma olur, mahcubiyet olur. Hadi Türkiye'yi bilmiyorsun, hadi dış politikadan haberin yok, hadi ekonomide elifi görsen mertek zannedersin; insan bari kendi geçmişini bilir, kendi kara sicilini bilir. Şimdi bu beyefendiye sormak lazım: Ya sen ömrün boyunca hiç mi CHP'nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın? Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin? Sen kimin cellat, kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir. Şurada Ulus Meydanı'nda, İstiklal Mahkemeleri'nde alelacele kararlar alıp darağaçlarında iskemleyi kimin devirdiğini milletim gayet iyi bilir. Merhum Menderes'in, Polatkan'ın, Zorlu'yu adım adım darağacına kimin taşıdığını milletim bilir. Şimdi ardından timsah gözyaşları döktükleri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini benim milletim çok iyi bilir. Terörle mücadele adı altında Tunceli'den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel, hedef saptırmasın. Kendini boşu boşuna hiç yormasın. Eğer cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın. Kendi tarihine baksın, CHP'nin geçmişine baksın; celladı orada zaten görecektir..." Merhum CHP eski Genel Başkanı İsmet İnönü, 1938'de Atatürk'ün Hakkın rahmetine kavuşmasından sonra Cumhurbaşkanı oldu. 1950 yılına kadar CHP'nin tek parti yönetimi devam etti. Rahmetli Adnan Menderes 1950 yılında yapılan seçimleri kazanarak CHP'nin tek parti rejimini yıkmıştı. Tek parti devrindeki hukuksuzluk, baskı ve değişik zulümler Türk siyasetinde o günden bugüne çok konuşuldu. O dönem CHP'nin sırtında bir yük olarak kalırken, yıllar sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in çıkıp DEM Partiyi Stockholm sendromuyla suçlaması gerçekten bir cahillik veya akıl tutulması olarak yorumlandı. Terörsüz Türkiye süreci başarı ile yürürken, Özgür Özel'in skandal suçlaması siyaseti dalgalandırdı.
KRİTİK NOTLAR
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Özgür Özel'in Stockholm sendromu ile DEM Partiyi ve eski Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu'na sataşmasına tarih dersleri verdiği konuşmasını şöyle sürdürdü: "CHP zihin kodlarındaki faşizmi ve elitizmi dışa vuruyor. Burada şunu da ifade etmek durumundayım:
Yönetim değişiyor fakat CHP her şeye çıkar odaklı bakma alışkanlığını sürdürüyor. Sayın Bahçeli'yi hedef alan hadsiz açıklamalar kabul edilemez.
Bu noktada ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yi hedef alan dünkü saygısız ve hadsiz açıklamaları asla tasvip etmediğimizi, kabul edilemez bulduğumuzu burada ifade etmek isterim. Gerek parti sözcümüz gerekse Dışişleri Bakanlığımız konuya dair rahatsızlığımızı açıkça dile getirmiş, gerekli diplomatik adımlar atılmış, izahat yapılması istenmiştir. Bu vahim hatadan bir an önce dönülmeli ve düzeltilmelidir." Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın terörsüz Türkiye'nin yeni aşamalarına ilişkin önemli notlar verdi. "Bundan sonra sürecin biraz daha ivme kazanmasını ümit ediyoruz. İyimser konuşurken 23 yıllık tecrübelerimizin ışığında elbette şu riskleri de gözardı etmiyoruz: Hedefe yaklaştıkça istismar mekanizmaları daha fazla devreye girecek. Terör bitince işsiz kalacak olanlar bunu engellemek için daha fazla mesai yapacak. Türkiye'nin bu paslı prangadan kurtulmasını istemeyenler son ana kadar vazgeçmeyecek. Bunların tamamının farkındayız ve hepsine de hazırlıklıyız. İnancım ve samimi duam odur ki; sorunları çözmek amacıyla milletimizin Gazi Meclisimize gönderdiği bütün milletvekillerimiz, hayati önemi haiz bu konuda bizimle aynı hissiyatı paylaşır, bizimle aynı hedefe yürür. Özellikle tarihi bir sorumluluk üstlenen komisyonumuzun şimdiye kadar başarıyla yürüttüğü çalışmalarını, bundan sonra da milletin ve memleketin menfaatlerini önceleyen bir anlayışla tekemmül ettireceğine inanıyorum."
