• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Deha BİRKAN YÜKSEL

Deha

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.06.2017, 00:00

'Aşkın 500 Günü', incelikli mizahı, yüksek gerçeklik hissi ve güçlü hikayesiyle romantik komedi başlığı altındaki her şeyi sonsuza kadar değiştirdiğinde yıl 2009'du. Mutlu sonlar, kutlu aile değerleri, başarılı ve güzel beyaz yakalı koşuşturmacalarına zerrece yüz vermeden bir ilişkinin iniş ve çıkışlarına bakan film, Marc Webb ismini hafızalara kazıdı. Farklı bir hikaye anlatmanın çok güç olduğu bir türde, uzun yıllar hatırlanacak şahane bir hikaye anlatmayı başarmıştı.
Webb, burada aldığı rüzgarla gayet vasat 'Spider Man' denemelerine doğru yelken açıp, hayli zaman yitirse de çok geçmeden iyi bir filmle yeniden perdeyi ziyaret ediyor.
'Deha'da; kız kardeşinin trajik intiharının ardından üstün zekalı yeğeni Mary'i tek başına büyütmek zorunda kalan Frank ile küçük kızın velayetini almak için hukuk mücadelesi başlatan hırslı büyükanne Evelyn'in çatışması hikayenin ana omurgasını oluşturuyor.
Frank bir yandan, yeğenine ihtiyaç duyduğu nitelikte hayat şartları sağlayamamaktan mustarip, bir yandan da onun normal ve mutlu bir çocukluk geçirmesi, kız kardeşi yahut kendi annesi gibi yaşamını ruhsuz bir bilim kariyerine adamaması konusunda hassas.
Bu ikincil çatışma yoluyla yönetmen, filmin asıl fon müziğini oluşturuyor ve seyircinin de net bir tavır geliştiremeden hikayeye dahil olmasını sağlıyor.

TRAJEDİ VE UMUT

'Gifted', hikayesini sulu göz bir yetim çocuk sömürüsü üzerinden bina etmemesi, yaşamın doğal akışları dışında, aşırı duygusal numaralara yüz vermemesi ve yönetmenin kendine has gerçeklik hissi sayesinde tertemiz bir drama kotarmayı başarıyor. Dava sürecindeki 'koruyucu aile' sekansı dışında fazlaca aksamayan hikayede, trajedi ile umut, gerçeğe en yakın, suistimale en uzak bir bölgede konumlanıyor, dengeli bir kimya tutturup filmi saygın kılıyor.
'Captain America' Chris Evans, yaşamı ıskalamış ama sevgi dolu amca Frank rolünde döktürüyor. Üzerine yapışacak bir süper kahraman ikonundan, bağımsız eğilimli bir yapımdaki 'loser'a uzanan uzun yolu kat edişindeki başarı gerçek bir sürpriz. Mary'e annesi kadar yakın komşu Roberta rolünde Octavia Spencer da geç keşfedilmiş etkileyici oyunculuk gücünü bu filmde de sürdürüyor.
McKenna Grace ise uzun zamandır görülmemiş bir çocuk yıldız performansı bırakıyor filme. Mary karakterinin insanı afallatan dehası ile küçük bir çocuğun şefkatini bir arada başarıyla sezdirmek gibi ağır bir yükün altından, müthiş bir yetenek ve yarattığı hayranlıkla kalkmayı başarıyor Grace. Bu kadar küçük bir yaşta bir karaktere bu denli güçlü bürünebilmek, kimisi oscarlı önemli yeteneklerin yanında bu denli ışıldayabilmek gerçekten özel bir durum.
Keşke 'Logan'da McKenna olsaydı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA