Soykırımcı- Barbar Netanyahu- İsrail'in İran'a yönelik stratejik saldırısını dikkatli analiz etmek gerekiyor. İsrail saldırısının başladığı sabah 03:00'ten itibaren Başkan Recep Tayyip Erdoğan-DEVLET olağanüstü hareketlilik içindeydi. TÜRK ORDUSU-MİT BAŞKANLIĞI, ilk andan itibaren Erdoğan'ı bilgilendirdiler. Zaten, Amerika ile İran'ın nükleer uzlaşma görüşmeleri, Trump'ın farklı açıklamaları, İsrail'den alınan istihbaratlar saldırıya işaret veriyordu. Başkan Erdoğan-DEVLET, haftalar öncesinden risk değerlendirmeleri yapıyordu. Ankara'nın hız kazanan telefon trafiği, saatler 14.30'u gösterdiğinde kritik bir toplantıya dönüştü. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Org. Metin Gürak ve MİT Başkanı İbrahim Kalın, İsrail'in İran'a yönelik hava saldırısını ve muhtemel yansımalarını ele aldılar. Dünya gelişmeleri sessizce izlerken, kritik saatlerde Başkan Erdoğan önemli bir açıklama yaptı. İsrail'in, Gazze başta olmak üzere bölgeyi kana, gözyaşına ve istikrarsızlığa boğma stratejisini çok tehlikeli bir aşamaya taşıdığını belirten Erdoğan, "İsrail'in komşumuz İran'a düzenlediği saldırılar, uluslararası hukuku hiçe sayan apaçık bir provokasyondur" dedi.
ARZ-I MEVUD
Erdoğan'ın 1 Ekim tarihinde yeni yasama yılının açılışı dolayısıyla TBMM'de yaptığı konuşmada, "İsrail Türkiye'yi Arz-ı Mev'ud dahilinde hedef almak istiyor" demiş, Arz-ı Mev'ud'u yeniden gündeme getirmişti. Bir hafta sonra da, MHP lideri Devlet Bahçeli de, Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili ezber bozan açıklamasında, "Arz-ı Mevud fantezisiyle İsrail'in hedefinde Türkiye var" diye uyarıda bulunmuştu. Yani Siyonist Netanyahu'nun Gazze, Lübnan, Suriye saldırıları ve İsrail savaş uçaklarının Suriye'nin Türkiye'ye yakın Lazkiye bombaları sonrasında, Erdoğan ve Bahçeli Arz-ı Mevud rüyasına değinmişlerdi. Belli ki, İsrail'in sinsi planlarında, Gazze, Filistin'in haritadan silinmesi, Lübnan, Yemen ve İran'ın felç edilmesi, Kıbrıs Rum kesimi önemli sinyaller veriyor. Nihayetinde, "vaat edilmiş topraklar hezeyanı" ile Fırat ve Dicle'ye kadar uzanan yayılmacılık içinde oluşlar asla unutulmamalı. Bir gerçek: Siyonist- Katil Netanyahu'nun İran'a saldırısı bir gerçeği apaçık ortaya çıkardı. İran'ın istihbarat ve karşı istihbarat zafiyeti gerçeği. İran rejiminin güvenlik ve istihbarat zafiyetini eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, Ekim 2024'teki röportajında açıkça dile getirmişti. İran'ın, İsrail istihbarat servisi MOSSAD'a karşı kurduğu özel birimin başındaki kişinin bile MOSSAD ajanı çıktığını belirtmişti. İsrail'in son barbarca saldırısında, yıllar içinde Tahran'ın kalbine sızan MOSSAD'ın kullandığı gözlendi. 31 Temmuz 2024'te de Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye'ye Tahran'da düzenlenen suikasttan ders alınması gerektiği ortadaydı. Evet, istihbarat servislerinin ne kadar hayati olduğu bir gerçek.
MİT'İN YÜKSELİŞİ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan - DEVLET yeni dünya inşasını çok yakından takip ediyor ve olası gelişmeleri çok iyi okuyor. MİT'in Müsteşarı Emre Taner ve yardımcısı Hakan Fidan'dı. MİT'i yeni dünyaya hazırlık için yeniden düzenlediler. Türk Millî İstihbarat Teşkilatı'nın 80. kuruluş yılı dolayısıyla tarihi bir açıklama yapıldı: "İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılın ilk çeyreği, uluslararası ilişkiler ve güvenlik alanında yüzyıl boyunca önemli değişimlere yol açacak parametrelerin gelişmekte olduğu bir evreyi de işaret etmektedir. Bulunduğumuz dönem, gelecekte birçok ulus-devlet ve milletin hızlı bir şekilde tarih maratonunu kaybetmeye başladığı süreci anlatacaktır. Gerek ulusal güvenliğin sağlanmasında gerekse dış ve iç politikaların yürütülmesinde güvenlik ortamını şekillendiren pek çok yeni yöntem, aktör ve vasıtanın görünür görünmez etkisi hissedilmektedir. Türkiye'nin ulusal güvenlik ve ulus-devlet yapısına yönelen tehdit ve kaynakları iyi algılayabilmek, ihtiyacı her zamankinden daha fazla hissedilir hale gelmiştir.
21. yüzyıl güvenlik ortamı, istihbarat fonksiyonlarının önemi ve etkinliğini hiç olmadığı kadar artırmıştır. Bu yeni süreç içinde Türkiye, gerek stratejik gerekse jeopolitik önemi nedeniyle kendisini hiçbir zaman olayların akışına bırakma ya da 'beklegör- tavır al' taktiği ile sınırlama lüksüne sahip değildir.
Uluslararası sistemi ayrıntılı ve isabetli bir tanımlamayla (kendi konumu ile ilgili) taktik, stratejik ve yüksek stratejik tutumlara sahip olmak zorundadır. Bu nedenle de Türkiye, ulusal gücü sağlamanın ve korumanın en etkili yolu, istihbarat fonksiyonlarımızı ulusal güvenlik politikalarımızı ve ulusal çıkarlarımızı destekleyecek şekilde yapılandırılması ve geliştirilmesidir." Hakan Fidan (2010-2023) MİT müsteşarlığı yaptı. Başkan Erdoğan ve Hakan Fidan, MİT'i iç ve dış istihbarat olarak yeniden teşkilatlandırdılar. MİT özellikle karşı istihbaratı (yabancı servisleri takip) müthiş geliştirdi, MİT dış operasyon yetkisi aldı, teknolojik büyük yatırımlar yapıldı. Kadrolar çok iyi elemanlarla takviye edildi. Fidan bu çalışmaları yaparken Ortadoğu-İslam coğrafyasını çok iyi bilen İbrahim Kalın yanındaydı. Başkan Erdoğan, Fidan'ı Dışişleri Bakanı yaptı, yerine MİT Başkanı olarak İbrahim Kalın'ı atadı. Bunlar ne demek? MİT'te istikrar ve mükemmel gelişme, tecrübe katmak demektir. Kalın MİT Başkanı oldu. TEŞKİLAT hem içte hem dışta müthiş operasyonlara imza atıyor.
SONUÇ
Başkan Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın yeni dünya düzenini çok iyi okumaları Türkiye için büyük şanstır. Üç dinamik hayati değerlendirmeye konu olmuştur: 1) 1 Ekim 2024'te Erdoğan ve Bahçeli Malazgirt'te tarihi kararlar aldılar. Erdoğan'ın 1 Ekim'de iç cephenin tahkimatı, Arz-ı Mevud tarihi açıklaması ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili ezber bozan açıklaması, yeni dünya düzenini çok iyi okuduklarını gösteriyor. 2) Siyonist-Evanjelist Amerika ve İsrail beraberliğinde Gazze, Lübnan, Suriye- İran saldırılarının arka planı Türkiye tarafından çok iyi okunarak, "Arz-ı Mevud, hedef Türkiye" tarihi okumalarının anlam ve önemi çok hayatidir. 3) MİT bugün dünyanın en etkili istihbarat servisi konumuna geldi. MİT, emperyalist ülke servislerinin ve bölgesel servislerin ağlarını çökertmekle kalmadı, medyaya yansıtılmayan bir dizi faaliyeti de engelledi. Hatırlayalım, İsrail İç İstihbarat Başkanı, "Türkiye'de de Hamas'ı vururuz" diye konuşmuştu, DEVLET-MİT "Bunun ağır sonuçları olur" mesajını göndermişti. MİT'in en duyarlı olduğu konuların başında İsrail ve İran ajanlarının Türkiye sahasına sızmalarına, aralarında birbirleriyle hesaplaşmaya girmesini önleme gayreti de gelmektedir. Türkiye bölgesel güç-küresel aktör konumunda. Bugünlere kolay gelinmedi. Arkasında tarihi birçok başarı hikayesi var. MİT'i geleceğe çok iyi hazırlayan Başkan Erdoğan'a, Türkiye'ye minnettarız.
