• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Türk diplomasisinin 2025 başarıları ve 2026 öngörüleri

BÜLENT ERANDAÇ

Türk diplomasisinin 2025 başarıları ve 2026 öngörüleri

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 31 Aralık 2025

"Dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu" Bu sözü, Napolyon Bonaparte (15 Ağustos 1769- 5 Mayıs 1821) Fransa Cumhurbaşkanı ve İtalya Kralı olan Fransız asker ve devlet adamına söyleten şüphesiz İstanbul'un tarihteki rolüdür. İstanbul bir dünya şehridir. İnsanlığın asırlar boyunca bıraktığı izleri taşıyan, medeniyetlerin renklerini verdiği bir tablodur adeta. Napolyon'un meşhur sözü, 200 yüzyıl sonra gerçek oldu. İstanbul-Türkiye 2025'te bölgesel ve küresel diplomasinin merkezi oldu. Başkan Erdoğan, bugün dünyanın en tecrübeli 4 liderinin başında geliyor. Dünya liderleri ile buluşmalarıyla, küresel zirvelerde yaptığı konuşmalarıyla, dünya meselelerinde arabuluculuk özellikleriyle, 2025'te Türk dış politikasının çok hareketli bir dönemden geçmesini sağladı. Son yıllarda hem bölgesinde hem de küresel diplomasi sahnesinde aktif rol üstlenen Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşı, sorunlu birçok bölge ve konuda arabuluculuk girişimlerini, insani diplomasi adımlarını ve çok taraflı iş birliği mekanizmalarını etkin biçimde kullanıyor. Türkiye, 2026'da uluslararası üç büyük zirveyi gerçekleştirecek.

NATO ZİRVESİ
7-8 Temmuz'da Ankara'da. NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin sonuncusu haziran ayında Hollanda'nın Lahey kentinde düzenlenmiş, zirvede üye ülkelerin savunma artırması hedefi ele alınmıştı. 9-20 Kasım'da açılışı İstanbul'da, ana konferans etkinlikleri Antalya'da gerçekleştirilecek. 196 ülkenin liderinin katılmasının beklendiği COP31 Zirvesi'nde Türkiye, gündemi belirleyecek. Türkiye, etkin bir konumda bulunduğu Türk Devletleri Teşkilatı'nın 13'üncü zirvesine de 2026'da ev sahipliği yapacak. Söz konusu uluslararası zirveler, Türkiye'nin küresel diplomasiye yön veren ülkeler arasındaki konumunu güçlendirmesi açısından büyük önem taşırken, Türkiye, "zirveler yılında" diplomatik görünürlüğünü ve etkisini daha da artıracağı belirtiliyor. Fidan, 2025'te Erdoğan'a refakaten olmak üzere 50 ülkeye toplam 73 yurt dışı ziyaret gerçekleştirdi. (10'u Erdoğan'a refakaten olmak üzere yurt dışında toplam 31 çok taraflı toplantıya iştirak etti) Bunun yanı sıra 2025'te Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı 4'üncü Antalya Diplomasi Forumu vesilesiyle 49, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği (AL) Gazze Temas Grubu Toplantısı dolayısıyla 7, NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı vesilesiyle 26, İİT 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı dolayısıyla 39, Balkan Barış Platformu vesilesiyle 4 ve Gazze Konulu Bakanlar Toplantısı vesilesiyle 4 ülkeden mevkidaşlarını konuk etti. Fidan, 2025'te yurt içi ve dışında 89 ülkenin dışişleri bakanı ile 240 ikili görüşme gerçekleştirdi.

2026 ÖNGÖRÜLERİ
Erdoğan liderliğinde, 360 derece bakışlı olarak Dünyanın bir çok ülkesinde yakın ilişki kurmaya özen gösteren Türkiye'nin 2026'da da aynı dikkati ve yoğunluğu sürdürmesi öngörülüyor. Ankara'nın yeni yılda odaklanmaya devam edeceği üç temel konu GAZZE SÜRECİ ,SURİYE ve Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi olacak. 2026'da yanıtı aranacak sorulardan biri de Türkiye'nin Gazze'de oluşturulması hedeflenen Uluslararası İstikrar Gücü'ne (UİG) katılıp katılmayacağı. ABD Başkanı Trump, Pakistan, Endonezya Türkiye'nin güce katılmasını isterken, Netenyahu-İsrail, kirli oyunları bozulacağından, Ankara'nın bu güce katılımını istemiyor. Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçiş için kritik önemdeki gücün oluşturulmasında yaşanan sorunlar arka kapı görüşmeleriyle halledilmeye çalışılıyor. Bu çalışmaların ocak ayından itibaren yoğunlaşması ve Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesi sürecinde ele alınması öngörülüyor. Suriye, Türkiye'nin 2026'da öncelikli konularından olacak. Suriye'de yeni yılda yönetimin kurumsallaşması, ülkenin yeniden imarı ve ekonominin canlanmasına yönelik çabalar sürecek. Ülkede 2026'nın özellikle ilk döneminde gözler, Netenyahu-Siyonistlerin aparatı PKK-SDG ile Şam yönetimi arasında entegrasyon müzakerelerinde olacak. Suriye Terör örgütü PKK-SDG'si 10 Mart 2025'te 8 maddelik mutabakata göre entegrasyon sürecinin 2025 sonuna kadar tamamlanması öngörülüyordu. Ancak Netenyahu'nun kirli oyunları ile PKK-SDG zaman kazanma yoluna girmesiyle sürecin uzamasına neden oldu. Türkiye YPG/SDG'nın "terör örgütü" olarak Suriye'de varlığını sürdürmesine izin vermeyeceğini sıklıkla ifade etti. 10 Mart mutabakatının tam ve eksiksiz şekilde uygulanması gerektiğini vurguladı. Önceki hafta, Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı Şam'da Cumhurbaşkanı Şara ile görüşerek, Türkiye'nin STRATEJİK SABRININ SONUNA
GELİNDİĞİNİ kaydettiler.

BAYAT OYUNLAR
İsrail, Suriye'deki yeni yönetimi hedef alan saldırılar düzenledi, Süveyda bölgesinde Dürzi grupları kışkırttı. Ankara, İsrail'i bölgesel istikrar açısından en ciddi tehdit olarak değerlendiriyor. Rusya-Ukrayna savaşı dördüncü yılına yaklaştı. Trump ateşkes için bastırıyor. Son olarak 29 Aralık'ta Trump Putin'le konuştu. Zelensky'yi Beyaz Saray'da kabul etti. Erdoğan'da 2025'te Rusya ve Ukrayna delegasyonları arasındaki üç doğrudan görüşmenin İstanbul'da olmasını sağlamıştı. Erdoğan'ın "barış masasını" İstanbul'da kurma çağrısını 2026'da da sürdürmesi öngörülüyor.

TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ
Trump'ın ikinci dönemiyle birlikte Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni ve daha hareketli bir dönem başladı. Erdoğan ve Trump arasındaki bireysel bağların hem bölgesel gelişmeler hem de ikili ilişkiler açısından etkilerinin görüldüğü 2025'te, Türkiye-ABD ilişkilerinde en çok öne çıkan başlık savunma sanayi iş birliği oldu. Ancak yoğun görüşmelere rağmen CAATSA (Amerikan'ın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) yaptırımlarının kaldırılması ve Türkiye'nin F-35 savaş uçağı programına dönmesi konusunda somut gelişme yaşanmadı. 2026'da da bu konunun Türk-Amerikan ilişkilerinin önde gelen gündem maddelerinden biri olması bekleniyor. 2026'da yoğunlaşması beklenen süreçlerden biri de Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında yeni güvenlik mimarisinin oluşumu olacak. ABD'nin Avrupa güvenliğine katkılarının azaldığı ve Rusya'nın tehdit olarak değerlendirildiği bir döneme girilirken başta Almanya ve Belçika ile Baltık ve Doğu Avrupa ülkeleri, NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye'nin mutlaka yeni güvenlik mimarisinde yer alması gerektiğini kaydediyor. Türkiye, iki devletli çözüm kapsamında ele alınması görüşünde kararlı. İsrail'in Rumlarla kurguladığı sinsi oyunları da yakından takip ediyor. Öte yandan Ermenistan- Azerbaycan barış süreci ve ona paralel olarak Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme süreci oldu. Sınır kapısının açılmasında ileriye götürecek adımın 2026'nın ilk aylarında atılması öngörülüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.