Cahit Sönmez

İşgücü verileri

2010 yılı Ekim ayına ait işgücü verileri Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlandı. Rakamlar, Ekim ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre düzelme olduğunu gösteriyor. İşgücüne 855 bin yeni katılan olmuş. Zaten, yeni istihdam edilenlerin büyük çoğunluğu küresel krizde işlerini kaybedenler. Krizin yaraları sarılıyor ama kronikleşen emek piyasası sorunları yerinde sayıyor. Kronikleşen sorunlar derken, işgücünde erkeklerin kadınlara göre ezici ağırlığa sahip olmalarını, yüksek öğrenim görmüşlerde ve gençlerde işsiz sayısının yüksek olmasını, kazançların yetersiz kalmasını, sendikalaşma oranının yerlerde sürünmesini, tabii en önemlisi istihdam edilenlerin yarısına yakınının sosyal güvenlikten yoksun olmalarını kastediyorum.
2009 yılı Ekim ayında işsizlik yüzde 13 iken, geçen yılın aynı ayında yüzde 11.2 seviyesine gerilemiş. Bu arada, düzelmede, iktisadi faaliyetlerin hızını daha doğrusu iktisadi konjonktürün pozitife dönüşünün göstergelerinden olan "Tarım dışı istihdam" verisi önemli rol oynamış. Söz konusu dönemde 600 bin kişi tarım dışı istihdama katılmış. Toplam istihdamın sektörel dağılımı ise şöyle; hizmet kesimi yüzde 48.1 ile toplam istihdamdan aslan payını alıyor. Hizmet sektörünü yüzde 25.7 ile tarım kesimi ve yüzde 19.6 ile sanayi kesimi izliyor. Hem milli gelir üzerinde önemli etkisi olmasına hem de ihracatın yüzde 80'ini oluşturmasına rağmen sanayi kesimi istihdamdan yeterli payı alamıyor.
AİLE İŞÇİLERİ
Kentsel ve kırsal ayrımında da alışık olduğumuz tablo devam ediyor. Kentsel kesimdeki işsizlik oranı yüzde 14.1, kırsal kesimde ise 6.4 düzeyinde. Yani toplam işsizlik oranının biraz düşük olmasında tarım kesimi kritik katkı yapıyor. Kentsel kesimde yaşayan dört gençten birisi işsiz ne yazık ki. Bu oran kırsal kesimde yüzde 14.2'ye kadar geriliyor. Çünkü, kırsal kesimde ailenin genci yaşlısı tüm fertlerinin çalıştığı kabul ediliyor. Aile işçisi statüsü altında...
İşgücü verilerinin en dramatik boyutu ise istihdam edilenlerin yüzde 44'ünün kayıt dışında olması. Durum böyle olunca, toplam 22.9 milyon çalışanın 9.9 milyonu sosyal güvenlikten mahrum çalışmak zorunda kalıyor. Kırsal kesimdeki kayıt dışılık yüzde 90'lara kadar çıkıyor.
Çalışanların yüzde 60'ı lise altı eğitime sahip. Bu veriden istihdam edilenlerin çoğunluğunun mavi yakalı olduğunu söyleyebiliriz.
Biraz sizi rakamlarla boğdum galiba. Amacım, sorunun işsizlik rakamının düşmesiyle çözülmediğini, emek piyasasındaki sorunların süre gittiğini ortaya koymaktı. Biz sorunun sadece işsizlik cephesinde olduğunu sanıyoruz çünkü. Keşke öyle olsa...
YOKSULLUK SINIRI
TÜİK tarafından açıklanan diğer veri ise çalışanların hayatlarını idame etmek için elde ettikleri kazançları. TÜİK rakamlarına göre imalat sanayinde çalışanların ortalama kazançlarının 1406 TL olduğu anlaşılıyor. Sendikaların yaptığı çalışmalara göre, bir çalışanın "insan gibi yaşaması" için bu kazancın oldukça üzerinde bir gelirinin olması gerekiyor. Son yıllarda yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı 1 puan artışla yüzde 18'e çıkmış. Sendikadan bahsedince, çalışanların yarıya yakınının kayıt dışı olduğu gerçeğinden hareket ederek, sendikalılık oranının çok düşük kaldığı gerçeğini de sorunlar listesinin sonuna eklemeyi unutmayalım. OECD ülkeleri ortalamasında sendikalaşma oranı yüzde 20'ler civarında. Yani Türkiye'nin çok üzerinde.
Son olarak işveren cephesinden de değerlendirelim işgücü piyasası sorunlarını... Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu yeni "2009 Çalışma İstatistikleri ve İşgücü Maliyeti" çalışmasını duyurdu. Ulaşılan bulgulara göre, çalışılan saat başına işgücü maliyeti, tatiller çıkarıldığında 10.27 TL'ye yükseliyor. Fiilen çalışılan gün başına işçilik maliyeti 130.2 TL oluyor. Türkiye ile aynı kategorideki bazı ülkelerle kıyaslandığında yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Sözün özü, işsizlik rakamının matematiksel değerini düşürmek yeterli olmuyor. Dolayısıyla, halının altına süpürülen gerçekleri unutmayalım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.