Faizlerin gerileme sürecine girmesi finansal yatırım araçlarının getirilerinin de tatminkar olmamasına neden oluyor. Merkez Bankası Başkanı Başçı artık düşük faizlere alışmamız gerekir vurgusuyla faizlerin zaman içinde daha da geriye gideceğinin mesajını da veriyor. Zaten ekonomi yönetimi de benzer şekilde ve her fırsatta faizlerin düşüşe rağmen halen yüksek olduğunda ısrar ediyor.
Eğer faizler inişini sürdürürse tasarruf sahiplerinin tercihi hangi yatırım aracı ya da araçları olmalı? Bir kritik soru daha ekleyelim; getiriler makul marjların altına düşerse, tasarruf oranları da beraberinde azalmayacak mı?
Soruların yanıtlarından önce finansal yatırım araçlarının enflasyondan arındırıldıktan sonraki getirilerine bakalım...
Aylık bazda en fazla reel getiriyi sağlayan enstrüman uzun süredir zirveyi kaptırmayan hisse senedi. Eski adıyla İMKB 100, yeni adıyla BİST 100'ün Mart ayında TÜFE çıkarıldıktan sonra getirisi yüzde 4.90 olmuş. İlginçtir, hisse senetlerini döviz izlemiş. Doların enflasyon sonrası getirisi yüzde 1.2, euronun ise yüzde 1.35. Bu arada en fazla tercih edilen banka mevduat hesaplarının yatırımcısına sağladığı kazanç daha doğrusu kayıp yüzde 0.20 olmuş.
SADECE BİST KAZANDIRIYOR
Süreyi 3 aya çektiğimizde sıra pek değişmiyor. Borsa yine en fazla getiriyle ilk sıradaki yerini koruyor. 3 aylık TÜFE sonrası getiri yüzde 4.79. Mevduatın getirisi yine negatifte kalıyor; yüzde 1.10 ile. Altını da unutmayalım bu arada. Geride kalan 11 yılda sürekli kazandıran altın ne yazık ki kaybettirmeye devam ediyor. 100 TL ile 3 aylık süre için altın almış olan bir yatırımcının 6.73 TL'si buharlaşmış.
Biraz daha uzatalım dönemi... 6 ayda hisse senetlerinin getirisi ortalama enflasyon sonrası yüzde 16.17'ye kadar yükseliyor. Gerçekten çok iyi ve tatminkar bir getiri. Hisse senetleri böylesine yüksek getiri ortaya çıkarırken, diğer tüm finansal araçlar negatifte kalıyor. Örneğin, herhangi bir bankaya mevduat hesabına yönlendirilmiş tasarruflar yüzde 2.15 seviyesinde buharlaşmış. Dolar ve euro da sırasıyla yüzde 4.44 ve yüzde 3.66 kaybettirmişler enflasyon etkisi çıkarıldıktan sonra. 6 ayda en fazla zararı altın yatırımcıları görmüş. Külçe altının TÜFE oranı ardından getirisi yüzde -12.83'e kadar yükseliyor.
Son olarak yıllık bazda değerlendirelim getirileri...
Son 1 yılda enflasyonsuz, yani reel getirisi olan tek finansal yatırım aracı var, o da tahmin edebileceğiniz gibi hisse senetleri. BİST 100 yüzde 26.27 gerçek kazanç getirmiş yatırımcısına 1 yılda. Daha açık bir ifadeyle, yılbaşında endekse 100 TL koyan bir tasarrufçunun yılsonu parası 126 TL 27 kuruş olmuş. Bir de yabancı yatırımcıyı düşünün. 100 dolarla geliyor 182 TL'ye çeviriyor. Borsa İstanbul'a gidip 100 endeksi alıyor. Kazanç sonrası parası 229.32 TL'ye yükseliyor. Gitme zamanı geldiğinde tekrar dolara dönüyor. Kur 1.78 olduğundan dolar cinsinden eline 128 dolar geçiyor. Kısacası, hisse senedi ve kur dahil yüzde 28 getiri elde ediyor. Bu katmerli kazançtan vergi de ödemiyorsa yabancı sermaye tabiİ ki Türkiye'yi sıcak para açısından cennet olarak tanımlar.
TASARRUFLAR ARTMAZ!
Kritik sorularımızın yanıtlarına gelelim...
Borsa yüksek getiri sağlıyor. Ancak isabetli hisse senetleri seçmek kaydıyla. Bu yüzden nasıl olsa diğer araçlar tasarrufları eritiyor, bu yüzden hisse senedi alayım algısının çok yanlış olduğunu, kitle psikolojisine kapılmamak gerektiğini açıklıkla belirtmek isterim. Dövizin de artık yatırım aracı niteliğini kaybettiği notunu da düşelim. Geriye ne kaldı derseniz, klasik araçlar tahvil ve mevduatlar. Onlar da negatifte. Bu durumda ister istemez gayrimenkul ön plana çıkıyor ve çıkmaya da devam edecek. İkinci sorunun yanıtı evet, faiz oranları aşağı geldikçe tasarruflar yerinde sayacak.
İlk kez Türkiye tahvillerinin CDS puanı 112'leri gördü. Yabancı yatırımcılar çoktan Türkiye'nin notunu yatırım yapılabilir seviyeye çıkarmış görünüyor. Sözün özü, Başkan Başçı'nın dediği gibi düşük faiz ve negatif getiriye alışacağız...
