Dolar FED'in yarattığı belirsizlik yüzünden uzun süredir bir aşağı bir yukarı dalgalanıyor. Sıfıra yakın faizlerin devam etme olasılığının yükselmesini sağlayan açıklama geldiğinde dolar başta euro olmak üzere diğer para birimleri karşısında değer kazanıyor. Tam tersi olduğunda, yani faiz artırım sürecinin yaklaştığını işaret eden sinyal verildiğinde ise değer kaybediyor. Tabii aşağı ve yukarı yönlü hareketlerin altında yatan neden sadece bu değil.
Jackson Hole'da düzenli yapılan "Merkez Bankaları Sempozyumu" bu yıl gerçekten ilginç geçiyor. FED ve Avrupa Merkez bankaları karşılıklı birbirlerine zıt diyebileceğimiz açıklamalar yaparak tam bir "asimetri" oluşturdular. Burayı biraz açalım... FED Başkanı Yellen Amerika'da iktisadi faaliyet hızında toparlanma olduğunu izlediklerinin, istihdam piyasasında da niteliksel anlamda düzelme işaretleri aldıklarının altını çizdi. Ama diye ekledi... Amasız olmaz tabii, "Her ne kadar işsizlik yüzde 6 sınırına dayansa da halen istihdam piyasasında atıl kapasite mevcut" açıklamasını araya sıkıştırdı. Aynen eski başkan Bernanke gibi... O da öyle iki cümle kurardı ki ardı ardına birbirlerini götürürdü cümleler matematikteki eksinin artıyı götürmesi gibi...
YENİ GENİŞLEME Mİ?
Yellen'ın nötr konuşmasına karşın St.Louise FED Başkanı Willams ve Kansas City FED Başkanı George faiz artırım sürecinin beklenenden erken olabileceği, ekonomik verilerin bunu desteklediğini Yellen'a inat edercesine dile getirdiler. Zaten George her FED toplantısı sonrası yazdığı "muhalefet şerhleriyle" meşhur bir Komite Üyesi...
Gelelim Avrupa Merkez Bankası cephesine...
Euro Bölgesi verileri Başkan Draghi'nin endişe edeceği kadar vahim olmasa da belli oranda toparlanmanın sekteye uğradığını teyit ediyor. İlk çeyrekte gelen yüzde 1.1 büyüme oranının yüzde 0.7'ye gerilemesi aynı zamanda işsizlik rakamının yüzde 11.5'e yükselmesi ve enflasyon oranın yüzde 1.6'dan yüzde 1'ler seviyesine inmesi Avrupa Merkez Bankası'nı doğal olarak kaygılandırıyor. Bu bağlamda, Başkan Draghi'nin Avrupa ekonomilerine yeniden ivme kazandırmak için daha ileri adımlar atabilecekleri taahhüdünde bulunması, euronun değer kaybetmesine neden oluyor.
DESTEK NOKTALARI
Euronun dolar karşısında değer kaybetmesi Avrupa ekonomilerinin aleyhine bir durum mu? Hayır... Bilakis özellikle Rusya'ya uygulanan ambargo sonrası dış ticareti zarar gören Almanya ve diğer Euro Bölgesi ekonomileri, euro dolar kurunun 1.35'lerin altına gerilemesini ihracatlarını artırmak adına fırsata dönüştürebilecekler. Teknik analize göre ilk destek 1.3202'de, ikinci destek noktası ise 1.3198'de görülüyor. Eğer ikinci desteği kırarsa 1.30'lar seviyesine kadar inme olasılığı artıyor.
Kritik sorumuz şu; dolar yükselmeye devam eder mi? Birincisi Ağustos'ta FED'in toplantısı yok. Dolayısıyla Eylül ayında faiz artırımına başlangıçla ilgili sinyaller takip edilecek. İkincisi Rusya Ukrayna ve Suriye gibi jeopolitik unsurlar hareketlendikçe dolar güvenli liman misyonu ile yükselişi sürdürebilecek. Üçüncüsü Avrupa Merkez Bankası'nın yeni bir gevşeme politikasına başvurması. Eğer euro musluğu biraz daha açılırsa dolar bu durumda da yukarı hareketine devam eder.
Son sorunun yanıtı ile yazımıza noktayı koyalım... Euronun değer kaybedip doların değer kazanması Türkiye'yi nasıl etkiler? İhracattan euro kazandığımız, ithalata dolar ödediğimiz için dış ticaret değeri olumsuz etkilenir. Asıl zararı dolar borcu olan banka ve banka dışı kesimler görebilir. Umarız doların tansiyonu yükselmez...
