• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Büyüme fena sayılmaz CAHİT SÖNMEZ

Büyüme fena sayılmaz

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13.09.2016, 00:00

Bayram günü bile ekonomiden kurtulamadınız.
Büyüme ve kişi başına düşen gelir hepimizi yakından ilgilendiren konular olduğundan, yeni gelen ikinci çeyreğe ait büyüme rakamlarının analizini bayram sonrasına bırakmak istemedim.
Anlayışınıza sığınarak yazıma geçeyim.
Birinci çeyrekte yüzde 4,7 ile ciddi bir momentum kazanan büyüme bir sonraki çeyrekte yüzde 3,1 seviyesinde kaldı. Hem diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda yani göreceli olarak hem de turizm sektörünün içinde bulunduğu durgunluğa göre fena saymayacağımız bir büyüme rakamı geldi diyebiliriz.
Büyüme rakamının ekonomik açıdan ne anlam ifade ettiğine değineceğiz. Ama öncesinde terminolojik açıdan tanımını hatırlayalım...
Belli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin parasal karşılıklarının toplamı ile "gayrisafi yurt içi hasıla- GSYH" rakamına ulaşıyoruz.
GSYH, üretilen miktar ve fiyatının çarpımı ile bulunduğundan enflasyon faktörünü de kapsıyor. Bu yüzden reel GSYH olarak tanımladığımız baz yılın fiyatı ile ilgili yılın üretim miktarına göre hesaplanan göstergedeki dönemsel değişimden büyüme rakamını türetiyoruz.
Kısacası reel GSYH'daki değişim büyüme rakamını veriyor. Bir sonraki çeyrekte ya da bir sonraki yılda ne kadar fazla üretim yapıldığının göstergesi oluyor. Tanımını verdiğimiz üretim yaklaşımının yanı sıra harcama yaklaşımı ile de hesaplayabiliyoruz büyüme rakamını...

İÇ TALEP SAYESİNDE

Tam bu noktadan TÜİK verilerine dönüp büyümenin ne anlam ifade ettiği yanıtı ile devam edelim.
Tamamen iç talep ile büyümüşüz ikinci çeyrekte... Dış talebin diğer bir deyişle ihracatın uzun süredir olduğu gibi bir katkısı olmamış. İç talep ise özel ve kamu kesimi harcamalarından oluşuyor. Gelir artmadığı sürece özel kesim harcamalarının artması kredi hacminin genişlemesi, kamu kesimi harcamalarının artması ise kamu borç stokunun yükselmesi anlamına geliyor.
Asıl dikkat çeken veri şu;
"gayrisafi sabit sermaye oluşumu" yüzde -0,6 düzeyinde gerçekleşmiş. Açık bir ifadeyle, özel ve kamu kesiminin yaptığı yatırım düzeyi ikinci çeyrekte gerilemiş...
İlk çeyrekte de yerinde saymıştı. Gayrisafi sabit sermaye yatırımı negatif iken büyümenin sağlıklı olduğundan bahsetmemiz mümkün olmadığı gibi büyüme potansiyelinin de yetersiz olduğu tespitini yapabiliriz.

1.800 DOLAR GERİLEME OLDU

Doların değer kazanç oranı son GSYH verisindeki yükseliş oranından fazla olunca doğal olarak kişi başına düşen milli gelirde gerilemiş oldu. 2013 yılında 10.822 dolar ile zirve yapan kişi başına düşen milli gelir son veri sonrası 9.056 dolara indi.
Bilimsel gerçekleri bir kenara bırakırsak... Yazımın başlığında olduğu gibi büyüme rakamını iyimser bakış açısıyla da değerlendirebiliriz. Birincisi 27 çeyrektir büyüme gerçekleştirebiliyor Türkiye ekonomisi...
İkincisi diğer birçok ülke matematiksel olarak düşük büyüme hızı rakamında kalırken Türkiye ilk 20 ülke içine girebiliyor yüzde 3-4 aralığındaki büyüme ile...
Kalan iki çeyrekte yüzde 4'ler civarında yakalanabilecek büyüme oranı bu yıl için belirlenmiş olan büyüme rakamına ulaşmamızı sağlayabilir.
Ancak 15 Temmuzda yaşadığımız lanet ve çağdışı kalkışmanın olumsuz etkileri ve iki uzun bayram tatili üçüncü çeyrekteki büyüme rakamının yüzde 3'lerin altında kalacağını gösteriyor. Son çeyrekte atağa kalkarsak belki yüzde 4 civarında bir büyümeyle yılı kapatırız ki bu da Türkiye ekonomisi açısından fena sayılmaz.
İyi bayramlar dilerim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA