Risklerin yarattığı belirsizlik ortamı sonucunda döviz ve altın yükselişe geçti. Artış hızında Türkiye küresel piyasalardan ayrıştı. Altının ons fiyatı geçen yılın bu dönemlerinde 1.264 dolar civarında seyretmiş. Bugünlerdeki ons fiyatı 1.325 dolarlarda. Yüzde 5.07 oranında yükselmiş. Oysa TL/gram fiyatı aynı sürede 147 liradan 172 liraya çıkmış.
Küresel piyasalardaki makul artış oranına karşın Türkiye'de yüzde 17 oranında değer kazanmış altın. Yıllık bazda tatminkar getiri diyebileceğimiz bu yükseliş doğal olarak tasarruf sahiplerinin aklına devamı gelecek mi sorusunu getiriyor.
PEKİ DEVAMI GELİR Mİ
Soruyu sağlıklı yanıtlayabilmemiz için bir hatırlatma yapmam gerekiyor. Türkiye'deki altın talep ve arz dengelerindeki değişimin yanı sıra, bir faktör daha var altın fiyatını etkileyen. O da kur faktörü...
TL gram fiyatını hesaplamamız için hem ons ağırlık birimini grama hem de doları TL'ye çeviriyoruz.
Dolayısıyla dünya altın fiyatları ile beraber dolar TL kurundaki gelişmeler yönünde göre altın fiyatlarına yukarı yada aşağı doğru yansıyor. Son rakamları altın fiyatlarındaki artıştan çok kur faktörünün Türkiye'de altın fiyatlarını bu seviyelere kadar yükselttiğini söyleyebiliriz.
MB'LER ARTIRDI
2017 yılında altın talebi 2009 yılından bugüne en düşük seviyesine ulaşmış 4 bin 66 ton ile. Çin'in büyüme hızını kısmen ivmelendirmiş olması ve bu sayede çubuk altın talebini 2013 yılından sonra en yüksek seviyeye çıkarması toplam talebin 4 bin tonun üzerinde kalmasını sağlamış.
Aynı şekilde merkez bankalarının rezervlerine altın almaları da etkili olmuş geçen yılın talebine... Rusya Merkez Bankası zirvede. 250 ton altın alımı ile rezervindeki altını 1.800 tona çıkarmış. Bizim Merkez Bankası da geçen yıl ve bu yılın ilk aylarında altın alıcısı konumunda idi.
Soruya geri dönersek... Altın fiyatları bu yılda da yükselişini sürdürecek gibi görünüyor. Neden derseniz. Birincisi, kur faktörü devrede olacak. Yani dolar TL kuru altını yukarı çekecek. Diğerleri altın talep ve arzıyla ilgili unsurlar. İkinciden devam edelim; Artık küresel hisse senetleri piyasaları doyum noktalarına doğru geliyorlar. Dinlenmeye geçebilirler. Tahvil faiz oranları da merkez bankalarının para politikalarını sıkılaştırmaları sonucu yükseliyor. Bu yüzden portföylerde yer alan hisse senetleri ve tahvillerin risk düzeyleri de paralel olarak artıyor. Kısa bir not düşelim yeri gelmişken. Portföyde bulunan daha düşük faiz oranlı tahviller faiz artışları sonrasında değer kaybederler, primsiz tahvil haline dönüşürler.
RİSK DENGELENMELİ
Üçüncüsü, 2008 krizinden bu yana ilk kez senkronize bir şekilde küresel ekonomi büyüyor. Büyüme arttıkça gelirler de artacak, diğer risksiz varlıklar gibi altın da nasibini alacak. Dördüncüsü ise teknolojide altın kullanımına bu yıl daha fazla yer verilecek olması. Dünya Altın Konseyi cep telefonları gibi yüksek teknolojik ürünlerin üretiminde altın talebinin artacağını öngörüyor. Beşincisi sizinde tahmin ettiğiniz gibi jeopolitik risklerin yatırımcılara güvenli liman arayışına itecek olması.
İstanbul Altın Borsası kurucularından biri olarak ben de portföylerdeki riski biraz düşürmek amacıyla altın tercih edilebileceğini düşünüyorum. Altının fiziken kendisini alabileceğiniz gibi Hazine'nin yeni çıkardığı altına dayalı tahvil gibi menkul kıymetler de olabilir.