Haftaya Çarşamba batı Noel tatiline giriyor, sonrası da yılbaşı. Son birkaç yıldır öylesine yoğun gündem var ki yaklaşan uzun tatile rağmen piyasalar rölantiye geçmiyor. Halen hızlı veri akışı var, buna bağlı olarak da yoğun gelgitler yaşıyor piyasa aktörleri. Gündemin ilk sırasında kuşkusuz ABD siyasetinde ve ekonomisindeki gelişmeler yer alıyor. Başkan Trump'ın azil süreci var. Yarın Temsilciler Meclisinde azil için oylama yapılacak. Meclis'te Demokratların 36 üye ağırlığı söz konusu Cumhuriyetçiler karşısında... Yani Temsilciler Meclisinden büyük olasılıkla Trump aleyhine bir sonuç çıkma olasılığı oldukça yüksek görünüyor. Azil çıkarsa Trump Senatoda senatörler tarafından yargılanacak. Ocak sonlarına kadar bu konu piyasa gündeminde olacak.
ANLAŞMA BELİRSİZLİĞİ
Bu siyasi gelişmenin yanı sıra küresel piyasaları ve tabi Türkiye piyasasını da etkileyecek olan en önemli ekonomik faktörlerin başında ABD ve Çin arasında uzlaşıya varılan birinci faz ticaret anlaşması geliyor. Detayları henüz bilmiyoruz. Kısmen medyaya yansıdığı kadarıyla ABD'nin Çin'e en az 40 milyar dolar hacminde tarımsal ürün ihraç edeceği, ABD'nin bazı ürünlerde gümrük vergisini yüzde 15'den yüzde 7,5'a düşüreceği ve Çin'in fikri mülkiyet haklarında daha dikkatli olacağı konularında uzlaşı öngörülüyor. Nerede ve ne zaman imzalanacağı, ikinci fazın ağırlıklı maddeleri ve tarafların verecekleri tavizler halen belirsiz... Hatırlayacağınız gibi geçen hafta FED Başkanı Powell ve bazı bölge FED başkanları uzun süre faiz indirimi olmayacak açıklamasında bulunmuşlardı. İktisadi faaliyet hızına yönelik bazı rakamlar başkanların açıkça dile getirdikleri bu görüşleri destekliyor. İmalat sektöründeki büyümenin öncü göstergelerinden PMI 52,2 ile 7 ayın zirvesini gördü. ABD üçüncü çeyrek büyüme rakamı ise beklentilerin üzerine çıktı yüzde 2,1 ile. 4. çeyrek büyüme beklentisi de bu sonuçla yüzde 1,7'ye revize edildi. Ancak diğer üretim ile ilgili veri olan ISM endeksi halen 50 sınır değerinin altında seyrediyor. Buraya kadar özetlediğimiz gelişmeleri yan yana getirdiğimizde şu tespiti rahatlıkla yapabiliyoruz. TL üzerindeki kur baskısı bir süre daha devam edecek.
YATIRIMCILAR ARAYIŞTA
Gelelim içeriye... TL faizlerinin gerilemesi tasarruf sahiplerini ister istemez alternatif yatırım araçlarına yöneltiyor. Bundan en fazla nasiplenen de şuana kadar hisse senetleri oldu. Merkez Bankası'nın agresif faiz indirimine başlaması ve devamının geleceği mesajları vermesi ile Ekim ayı ortalarında 93.981 seviyesinde olan BIST 100 Endeksi bugünlerde 110 binleri aşmış durumda. Sadece 2 ayda yüzde 17,5 yükselmiş hisse senetleri. Öyle hisse senetleri var ki özellikle düşük düzeylerde kalmış, onların yükseliş oranı yüzde 100'leri buluyor. Ancak ilginç olan şu; Borsaya yabancı sermaye pek girmiyor. Bırakın girmeyi son aylarda yabancı payı yüzde 60'lara kadar indi. Yükseliş çok büyük oranda yerli yatırımcıların talepleri ile gerçekleşiyor. Bireysel yatırımcılar gibi yatırım fonları ve bireysel emeklilik fonları gibi kurumsal yatırımcılar da hisse senetlerine yoğun talep yapıyorlar. Boğa hareketi devam ederse ilk direnç 115 binlerde görünüyor. İkinci destek ise 116,750 seviyesinde. Destek olarak ise 108.500 kritik nokta. Burayı aşarsa kar realizasyonları artabilir. Altın konusunda pozitif olduğumu biliyorsunuz. Hem altının ons dolar fiyatında hem de kurdan dolayı TL gram fiyatında artışın önünün açık olduğu görülüyor. Kısaca hatırlatayım; gelişmiş ülkelerde reel faizler büyük oranda negatif seviyelere geriledi ve 11 gelişmekte olan ülke merkez bankası 2020'de de altın alımına devam edeceklerini beyan etti. Tabi jeopolitik risklerin varlığını da ekleyelim denkleme.