• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Faizlerin düşmesi hisse senetlerine yarıyor CAHİT SÖNMEZ

Faizlerin düşmesi hisse senetlerine yarıyor

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.12.2019, 00:00

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankaları faizleri indirdikçe tasarruf sahipleri haklı olarak alternatif yatırım araçlarını değerlendirmek istiyorlar. Risk sevenler hisse senetlerine, riskten kaçanlar ise altın gibi düşme olasılığı az finansal enstrümanları tercih ediyorlar.
Gerçekten ilginç bir aşamaya geldi küresel ekonomi... Çin dahil hiç bir ülke potansiyel büyüme hızına ulaşamıyor, kaynakları atıl kalıyor ve çıktı açığı veriyor. Talep baskısının ortadan kalkmasıyla da enflasyonlar aşağı geliyor. Böylesine istenmeyen ekonomik koşulları da para politikalarını genişleterek aşmaya çalışıyor merkez bankaları.
Yani politika faiz oranlarını indiriyorlar ve mümkün olduğunca repo ihaleleri ile piyasalardaki likiditeyi artırıyorlar.

REEL FAİZLER NEGATİFTE

Merkez bankalarının inşa ettiği bu para politikaları zemininde mevduat faiz oranları da paralel bir şekilde aşağı geliyor.
Euro Bölgesinde enflasyon oranı yüzde 0,7 iken mevduat faiz oranı yüzde -0,5 seviyesinde. ABD'de benzer durum söz konusu... Enflasyon yüzde 1,8, mevduat faiz oranı yüzde 1,5'lerde. Çin'de ise mevduat hesaplarının reel getirisi yüzde -0,3. Türkiye'de ise sıfırlar düzeyinde.
Sadece Brezilya ve Rusya'nın da içinde bulunduğu birkaç ülke yüzde 1-2 seviyesinde enflasyon sonrası getiri veriyor.
Enflasyonları düşük olan ülkelerin merkez bankaları hem iç talebi canlandırmak hem de dürtülen iç talep ile deflasyon sınırındaki enflasyonunu daha makul seviyelere çıkarmaya çalışıyor. İç talebin canlanması ise firmaların mali performanslarını olumlu etkiliyor. Gelirlerinin artması bir taraftan sermaye kazancının da artmasını sağlıyor diğer taraftan da temettü dağıtma olasılığını yükseltiyor.
Sonuçta risk alabilen tasarruf sahipleri bu durumu değerlendirmek için faizden çıkarak hisse senetlerine yöneliyorlar.
Tabi yukarıda oldukça özet oluşturduğumuz bu algoritmik yapının ne kadar sağlam olduğu da hayati önem taşıyor.
Şunu söylemeye çalışıyorum; öyle şirketler var ki hisse senetleri borsada işlem gören, piyasa değerleri sadece talep ile yükseliyor. Dolayısıyla mali performansı o değeri takip edemiyor.

KATMA DEĞER ÖNEMLİ

Daha açık bir ifadeyle şirketin piyasa değeri; gelirlerinin, karlılıklarının ve yarattığı katma değerin artması ile değil büyük oranda alım yönlü işlemlerin artması ile yükseliyor. Şuan BİST şirketlerinin büyük kısmı için bu tanıyı koyabiliriz. Zaten BIST 100 Endeksini 7 haftadır yukarıya taşıyan sınırlı sayıda hisse senetleri olması da bu tezimizi destekliyor.
Özellikle dolar bazında oldukça ucuz olan hisse senetleri de hem yerli hem de yabancı yatırımcıların iştahlarını artırdı.
2018 yılının başında 121.046 seviyesini gören BIST 100 yılı 92.072'den kapatmıştı.
Yazımı kaleme alırken 111 binin üzerinde direniyordu. Şimdilik biraz daha yukarı gitme olasılığı var endeksin. Eğer 112.100 direncini kırarsa ilk aşamada 113 bin ve 115.350 dirençlerine ilerleyebilir. Ancak bu noktaları aşamaz ise ve kar realizasyonlarının da tercih edilmesiyle yeniden 110.500 ve 108.450 desteklerine gerileyebilir. Ralli sonrası BIST 100'ün yataylaşmasını normal karşılamalıyız. Henüz şirketlerin yarattığı bir katma değer ortada yok. Büyüme hızının gelecek yıl momentum kazanması ile firmalar mali açıdan bir nebze kendilerini bulacaklar. İşte o zaman daha kalıcı bir yükselişten bahsedebileceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA