Elif Aktuğ

İyi ki gazeteci olmuşsunuz!

Diva Business Dergisi'nin son sayısında Yayın Yönetmenimiz Şebnem Bursalı ile yapılan keyifli bir röportaj var. Bursalı'yı kapağına da taşımış dergi, bayıldım. Kendisi ve gazetecilik anlayışıyla alakalı nefis bilgiler var röportajda; özellikle bizim mesleğe gönül verenler okusun isterim.
**
Başka bir yayında çalışırken Bursalı ile ben de röportaj yapmıştım, konu illa 'kadın yönetici olmak' mevzusuna geliyor. Gelmeli de; neticede başka örneği yok, bunca zamandır istikrarlı ve başarılı bir şekilde en zor ve dertli sandalyede oturmanın. Şebnem Bursalı şöyle demiş, "gazeteciliğin cinsiyeti olmaz"... Söylediği her şeyin altını iki defa çizmek lazım. Kanada'da mesela artık hiçbir işyeri "kadın eleman aranıyor" gibi bir ilan veremiyor veya "bayandan temiz araba" gibi... Dava konusu oluyor, ayrımcılık sayılıyor, daha da ötesi 'ayıp' buluyor böyle bir şeyi söylüyor olmak bile... İşte böyle bir medeniyet seviyesine da ancak kadın yöneticilerle, kadın işçilerle, çalışan kadınlarla geleceğiz, bir şekilde.
**
Yeni Asır'ı farklı kılan özellikleri da anlatmış Bursalı satır aralarında; gazetenin dilini ve habere bakışını, söylemlerini tez konusu yapmalı son sınıf öğrencileri. Kadın ve çocuk haberlerini başka hiçbir yayında bu kadar özenli bulamazsınız mesela. Kadına şiddeti gazetelerin köpürttüğüne inanırım, haber bültenleri ve 3. sayfalar bayılır ezik kadın haberlerine. "Şiddet gören kadının kötü görüntülerini yayınlamam, çocuk gelin ifadesini benim gazetemde okuyamazsınız" diyen Şebnem Bursalı, benim de başka gazetelerde görüp çok sinirlendiğim "seyircisiz maç" tanımlamasının ne kadar yanlış olduğunu belirtmiş. Kadın ve çocukların seyrettiği maç nasıl 'seyircisiz' olabilir ki? Bir de 'seyirsiciz maç' hadisesinin takıma ceza vermek amacıyla düzenlendiğini düşünecek olursak, daha yapacak çook işimiz olduğu gerçeğiyle yüzleşiriz.
**
Olsun Şebnem var, Özlem var, Gülay var, İpek var, Arzu var, Seda var, Ayşe var, Berna var, Zeynep var; isimler hepimizi temsil ediyor; biz varız. bu düzen değişecek. Değişiyor... Yeni Asır'daki gibi... Bakarsınız yarın bir gün, Diva Business'te kapakta 4 kadın birden görürüz...
Son söz de Şebnem Hanım'a; iyi ki avukat olmamışsınız. Röportajda "avukat veya gazeteci olmak istiyordum" demişsiniz ya! Gerçi avukat olsanız adalet sistemi için hiç de fana olmazdı ama iyi ki gazeteci olmuşsunuz...

Asos'ta bir kadın...

Asos'a gideler tanıyacaklar mutlaka. Asos'a inmeden Aristo heykelinin oralarda hep... Behramkale'de... Adını, yaşını yazmamı istemedi, detay anlatmamı istemedi. Hatta kameraya bakmak bile istemedi. Tek derdi tahta kaşıklarını, bezlerini, heybeleri satmak. Ailesine destek oluyor, evinin mutfak masraflarını karşılıyor böylece. Sattığı malları çevreden de alıyor, hepsi kendi el emeği değil ama neredeyse bütün yazı, ayakta geçirdi. Arabaları durduruyor ve "Korkmayın evladım deli değilim, heybe almak ister misiniz" diyor. Senin aklına, kalbine, beynine hayranım teyzem... Ne demek senden korkmak?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.