• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

ELİF AKTUĞ

Kendi evinizde misafiri tuvalette mi ağırlıyorsunuz?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19 Ekim 2015
Evinde misafir odası olanlar parmak kaldırsın. Annesinin, misafir tabakları, çanakları olanlar, misafir terlikleri olanlar da kaldırsın...

Misafir geldiğinde kullanılan ama diğer günlerde boş duran salonları, misafir geldiğinde büfeden indirilen yemek takımları olanlar da, bir zahmet...

Annenizden "Misafir gelecek evladım, evi kirletmeyin" cümlesini hiç duydunuz mu?

Sanırım bir tek ben duydum bunları, bir tek ben yaşadım; ülkenin geri kalanı Kuzey Avrupalı gibi...

Sanki başka kültürlerde, başka bir coğrafyada, başka aile yapıları içinde yetişmişler!!! İstanbul'u iyi bilirim, İzmir ve Ankara'yı da; ülkemi de insanını da gayet iyi tanırım. En muhafazakar mahallede de, en salaş sokaklarda da evlerde sallanan kristal avizelere gözüm takılır...

Misafir odalarının olmazsa olmazı, koca avizeler...

Mobilyacıları dolaşmayı pek severim ve alışveriş yapanlara gözüm takılır. Ev döşeyenler hem oturma odaları hem de salonları için alışveriş yaparlar, yıllarca ödeyecekleri taksitlere girerler. Koca koca halılar alınır mesela, senede üç defa girilecek misafir odasına serilir. Yeni evlenen çiftlere öyle ev döşer ki bizim ana-babalar; sanki ayda 25 gün üst düzey misafir ağırlayacaklar. İki göz evlerinde mutlaka kullanmayacakları porselen yemek takımlarına yer ayırırlar; kullanmayacakları çarşafları, yatak odası takımları, dantel işle süslenmiş misafir havluları vardır...

Yok mudur Allah aşkına söyleyin; misafiri bizim kadar başının üstünde ağırlayan başka memleket duydunuz mu?

Patlayana kadar yedirir, sofraları donatmaz mıyız?

Misafiri rahat ettireyim derken, iki dakika huzur vermeyen büyükanne figürü çok mu uzak size?

Koltukların üzerini örten ve misafir gelince açan anne, size çok mu yabancı geliyor?

Sokaktan geçen turisti yediren, komşusu açken tok yatamayan biz değil miyiz?

Görümcesi gelecek diye sabahtan akşama kadar yemek yapan, altın gününde bir taburu doyuracak kadar pasta-börek pişiren bir tanıdığınız olmadı mı hiç?


ÜLKESİNE YABANCI TÜRKLER

Siyasetten hoşlanmıyorum, biliyorsunuz zaten çünkü defalarca yazdım. Siyasetten ziyade siyaset konuştuğunu, bildiğini zanneden ve 'bilinçli saçmalayanlardan' hiç hoşlanmıyorum. Hoşlanmamama rağmen siyasetin dışında kalamıyor ve size huzur verecek, mutlu edecek, yüzünüzü güldürecek, gülümsetecek yazıları yazmak yerine; ben de mecburen topa giriyorum. Konu Angela Merkel malum; yatıp kalkıp nerede nasıl bir salaklık yapar da, mevzuyu bulandırırız hesapları yapanlardan fenalık geldi bana. Bu defa takmışlar, Cumhurbaşkanı ve Merkel'in oturduğu koltuğa...

Altın varaklı koltuk, bir mesaj içeriyormuş. Ben hayatımda bu kadar fazla komplo teorisi üreten, saçmalayan, saçmalamayı aptallık boyutuna getiren insanı bir arada görmedim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'ya Ak Saray'a gelmeyen Merkel'e böyle bir ders vermiş! Şaka gibi...


Sosyal medyada paylaşan paylaşana, ülkeye gelen bir yabancı devlet başkanını nasıl olur da varaklı koltuğa oturtmuşlar! Şakaysa komik aslında ama değil. Nerede ağırlasalardı acaba Merkel'i, dandik bir koltuk olur muydu; veya plastik sandalye? Uyar mıydı paşa gönüllerine?

Evlerine gelen sıradan misafiri şımartmakta üstüne olmayan, misafiri ağırlarken büyük mutluluk duyan bir neslin evladı değil mi, 'ötekiler' de?

Doğusundan Batısına, adetler çok benzer güzel ülkemde. Bizi biz yapan en kıymetli değerlerimizle uğraşıyorlar, aslında 'yıkmak' için akıllıca bir plan bu. Çünkü bizi bir arada tutan en kıymetli şey, değerlerimiz, geleneğimiz, aile kültürümüz...

Hadi onu da alın ve pis çekyatlarınızın altına atın...

Gücünüz yeterse...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.