Dünya Fransız kalmadı
KURŞUNDAN KAÇMAK
Berbat bir hafta sonu geçirdik, ölümden kaçmaya çalışanların çığlıkları, haykırışları kulağımızda; yaralıları bacaklarından çekerek kurtarmaya çalışanların, pencereden sarkarak kurtulmaya çalışanların çaresizliğini izleyerek... Çok üzüldük, Parisliler sağa sola kaçışırken, insanlar kahpe kurşunlarla savrulurken gözyaşı döktük... Biz terör acısının ne olduğunu, anne çığlıklarının ne olduğunu, evlatlarını toprağa veren babaların kalp sızılarını öyle iyi biliyoruz ki... Bir dönem evinden cenaze çıkmayan köy/kasaba/il yoktu Doğu'da. Bir sebeple gitmeyegörün, amcalar/teyzeler ellerinize yapışırdı, "Evladım sen gazetecisin, burada biz hepimiz PKK'lı değiliz, lanetli değiliz, bir şey yapın, haber yapın, sesimizi duyurun, bizi lanetten kurtarın" diye. Bir evladı dağda, bir evladı askerde aileler vardı. Gecenin bir yarısı kapısı kırılıp çocukları alıp götürülen aileler vardı, çocukları kandırılanlar vardı, yoksulluktan ve çaresizlikten kamplara katılanlar vardı.
Paris gibi büyük ve 'simge' haline gelmiş şehirlerde yaşanan dramlar tüm dünyayı etkisi altına alıyor.
Türkiye yıllar boyu PKK belasıyla uğraşıp, 40 binlere varan kayıplar yaşarken dünya ne kadar sessizdi hatırlıyor musunuz?
Üç/dört gündür sosyal medya profillerinde herkesin fotoğrafı üç renkli; bir dönem PKK bayrağına kucak açan Fransızlar için, bakın herkes Fransız oldu.
DÜNYANIN GELDİĞİ NOKTA!
Terör nereden besleniyor, arkasında ne var, hem biliyor hem bilmiyoruz. Bu lanet zihniyet nereye varmak istiyor hem biliyor hem bilmiyoruz...
Diyelim dünyada herkesi öldürdüler, ele geçirdiler, herkes 'eğer varsa bir söylemleri' kabul etti diyelim; ne olacak? Siyasilerin ve dünyada sözü geçen ve dünya ekonomisini elinde tutan birkaç ailenin; dünya liderleriyle birlikte kafa kafaya, gönül gönüle verip, bu işi kökünden halletmesi gerekiyor.
Allahın belası silahları üretenler, temin edenler, teröre destek verenler; bir habis ur gibi algılanıp sökülüp atılmalı mavi gezegenden...
Yazık gerçekten çok yazık; dünyanın geldiği yer bir manyak ve kokuşmuş zihniyetin saldığı korku ile pencere pervazında hayata tutunma çabası mı olmalıydı? Dünyanın gelmesi gereken yer aslında bir yandan yeşil/ kırmızı renkle, kırmızı/mavinin yer değiştirdiği noktada başlamalı... Herkesin kendi ülkesi, rengi, dili, bayrağı var; iyi güzel de şu garip dünya bir tane...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.