• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

ELİF AKTUĞ

Okuyucu, bak ‘kar beyaz’!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21 Aralık 2015
Tuhaf bir işimiz var, gazetecilik! Birinden aldığın haberi diğerlerine duyurmak, 'sızdırmak', sızdırmıyor gibi yapmak, birilerini "anlat sen yazmayacağım" diyerek kandırmak, dedikodudan beslenmek, 'kötü' ve acımasız olmak; temek kurallar haline geldi. Köşe yazanlar mesela, kendilerini gazeteci zannediyor; ekranda birkaç saniye görünenler 'programcı' diyor kendine, salt dedikodu üzerine kariyer yapanlarsa 'duayen'... Tuhaf dedim ya. Dostluk pek yok, arkadan konuşmak pek bol. En sevip güvendiğim, hayran olduklarım da bu meslekten, yüzüne bakılmayacaklar da. Yüzünüze gülüp, arkanızı dönmeden kuyunuzu kazanlarla aynı masada oturmak ve kimi zaman sohbet etmek zorunda kalıyorsunuz. Ego hem şişik hem yerlerde! Gelgitlerle, paranoyalarla dolu bir hayat. İletişim fakültelerinde okuyan kardeşlerime şöyle söylüyorum, "Aşkla yapacaksanız, haberci vasıflarına sahipseniz gazeteci olun, yazı yazmayı ve okumayı nefes almak gibi görüyorsanız elinize kalem alın. Sorumluluk bilincine sahipseniz, değer yargılarınız varsa ve yaptığınız her haberde ve yazdığınız her yazıda, bahsi geçen kişiyi ailenizden biriymiş gibi içselleştirebiliyorsanız"...

Öyle olmak zorunda, işimi o kadar çok seviyor ve önemsiyorum ki, berbat yazılarla, olmadık fikirlerle, bilgisiz, donanımsız kişilerle aynı kefeye konmak canımı acıtıyor. Saygı duyduğunuz biri, an geliyor sizi öyle bir harcıyor ki kalakalıyorsunuz! Aynı işi yaptığınız ve ona da "köşe yazarı" denen biri, bakıyorsunuz ilkokul öğrencisi düzeyinde bir yazıyla ulusal bir gazetenin ikinci sayfasında yer buluyor. Gazeteyi 'pıtırcık ilkokulu'nda dağıtmadıkları için tuhafıma gidiyor tabii; işin bir de 'yazılana hörrrmet' kısmı var ki, o daha da acı. "Kar beyazdır' başlıklı yazılara hayran okuyucu, sanırım en tehlikelisi. "Aman Allahım kar beyazdır mı dediniz, aman da ne kadar doğru söylediniz" diye methiyeler düzüyorlar. E kardeşim düne kadar 'pempe' miydi? Bilemiyor ve şaşırıyorum, yeni yıl için mesleğimizin kutsanmasını, temizlenmesini, akıllanmasını, aklanmasını, huzura kavuşmasını diliyorum. Can-ı gönülden; bakın belli bir ideolojiden ya da fikir uyuşmazlığından bahsetmiyorum, kifayetsizler gitsin diyorum! Net...

Adı Mesut soyadı Yar

Mesut Yar adlı arkadaş, geçen hafta Show TV'de program yapan sevgili dostum Zahide Yetiş'in programıyla alakalı birkaç satır karalamış! Beni de fena halde harcadığını zannederek. Güya Zahide'ye akıl vermiş, yol göstermiş. Programın diğer konuğu Selin Karacehennem ile benden 'ikili' olarak bahsetmiş! Zahide'nin program içeriğine beni ve magazini yakıştıramamış! Zaten Mesut'un alkışladığı bir işin içinde olsam kendimden şüphe ederdim; sayfalarında sadece kendi işlerini öven sözüm ona televizyon eleştirmenleri neye hizmet ediyor, ben ufacık aklımla nereden bileyim? En iyisi Selin'e sorayım, ben bilemezsem diğer yarım bilir

Yıl biterken

►Nurgül Yeşilçay, 'Paramparça'dan ayrılmış. Çok sevindim, dizi devam edecekse artık seyredebilirim. Tabii Erkan Petekkaya da ayrılırsa. Başrol oynayanlara bir gıcığım var ama anlayamadım. Tamam tamam sorun sizde değil, bende! 

►İki eliyle -sempatik bir bakış eşliğinde- parmakları bükerek tuhaf bir şekle sokmak suretiyle, 'kalp' işareti yapanlara da gıcığım. 

►Bilet aldınız mı? Ben almadım bu yıl, kazanana doğrudan 50 lira vereceğim. Ne uğraşacağım bilet almakla, kazanamayacağımı öğrenmekle. Kazanacak olana da gıcığım. Kaç bin milyardı sahi? 

►Bazı gazetecilere o kadar gıcığım ki adlarını yazmak istemiyorum, gördüğüm yerde 'hıııh' diyerek yanlarından geçeceğim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.