• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

ELİF AKTUĞ

Yeni yıl... 1999...

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30 Aralık 2015
Okadar ileri bir tarihti ki; söylerken bile ilginç geliyordu. "1999, vay be" diyorduk çocukken, "Acaba neler olacak, ışınlanacak mıyız, elimizde tuttuğumuz ve birbirimizle konuşabildiğimiz minik telefonlarımız olacak mı?"... 'Uzay 1999' diye bir dizi vardı, muhteşemdi. Martin Landau uzay aracının komutanını oynuyordu, Maya diye bir uzaylı kadın vardı aman Allah'ım o ne güzellikti! Maya istediğinin şekline bürünüyordu bir de; çok yetenekli bir ablaydı, internetten izleyin bir ara. Çocukken idolümdü Maya, büyüdüm onun gibi istediğim şekle bürünemedim ama bunu yapanlarla çok karşılaştım. Bende de, insanları istedikleri şekle bürünsünler, gerçek yüzleriyle görebilme yeteneği gelişti. Bakar ve görürüm, çok eğlenirim; öyle Büyük Britanya Kraliçesi'nin kızı gibi bir tavırla konuşanların aslında nasıl kadınlar olduğunu bilirim. Çok eğlencelidir. Kasıla kasıla yürüyen adamların ve hatta aksi ve sinirli adamların, aslında nasıl sevgiye muhtaç ve ağlayacak omuza ihtiyacı olan insanlar olduğunu hissederim. Bu da eğlencelidir, gerçeği görmek. Bunu söylesem inanmaz kimse, bilmek de istemez. Kendime saklarım, çok özel yeteneklerim var çünkü. Yeni tanıdığım insanlar için öngörüde bulunabiliyorum mesela, duygusal bir bağ kurmadan yapabiliyorum bunu. Aşk-meşk mevzuunda işlemiyor sistem. Ben "Beni biliyorum", anlatması zor... Her neyse, 1999 çok uzaktı, 2000'e mektup yazmıştık okuldayken; "Te Allamm" demiştik, "2000'i görecek miyiz acaba, daha 1999 olmadı ki!"...

Bakın gördünüz mü, 2016 oldu... Işınlanamıyoruz ama şekilden şekle giriyoruz. Uzay 1999, Uzay Yolu, Yıldız Savaşları yazarları, yani dizilerin ilk yazarlarını tanımak isterdim. Hemen her yazdıkları oldu, gelmez denen tarihler geldi. 2016 nedir ya; böyle bir tarih mi var? Yok 3000! O da gelecek, bakın hopp 3 bin olacak; acaba ışınlanacak mıyız? "Telefonlar o kadar küçülecek ki, kulağımıza girecek" dediklerinde inanmamıştık! En büyük hayal ne... İlerlemek değil bana göre, durmak ve sakinleşmek. Aynaya bakmak ve öldürmekten, vahşetten vazgeçmek. Her şeyi öngördü senaristler, teknolojinin bunca ilerlemesine rağmen hala açlıktan ölünebileceğini düşünmüşler miydi?

2016'ya kafada dandik şapkalar, üflediğinde açılan çirkin düdüklerle gireceğiz, AVM'lerde birbirinden çirkin ve anlamsız zayıf, pamuktan sakallarıyla günü doldurmaya çalışan, gün sonunda eline geçecek 50 lirayı düşünen Noel Baba'lar var.... Çocuklar denizde ölüyor, sokakta can çekişiyor, belki evlerinde bile güvende değiller. Savaş var dünyada ve son silah da yeryüzünden silinmeden, ne 3 bin olmuş umurumda, ne 5 bin... 1999, iyiydi... Biz çocuktuk ve henüz çocukların cansız bedenlerinin denizden karaya vurabileceğini bilmiyorduk...

İyi seneler...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.