• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Charlie Hebdo, bir manyaklık imzası mı?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.01.2016, 00:00
Sapkınlıklar üzerine yapılan filmleri seviyorum, gerilim benim ilgi alanıma giriyor. Korku değil ama kalbimi çarptıran ve temposu düşmeyen hikayeleri çok çarpıcı buluyorum. Aslında bir Türk vatandaşı olarak heyecan istemem ve heyecanı filmlerde, romanlarda aramam tuhaf.

Memlekette yaşanan günlük hadiseler bu açığı kapatmaya yetiyor da artıyor farkındayım. Birkaç zamandır gazetelere şöyle uzaktan bakıyor, hatta tek gözümü de kapatıyor ve öyle bakıyorum. Dayanamıyorum, ölümlere, bombalara, çocuk katliamlarına... Birinci sayfalar, üçüncü sayfalar gibi oldu. Üçüncü sayfalar naif kalıyor zaman zaman, zaten karısını/ eski karısını/kız arkadaşını deşenlere alıştık. Alıştık değil mi; şaşırmıyorsunuz eski karısını bıçakladı diye bir haber görünce... Suriyelilerin ölmesine de alıştık, boğulmalarına, araba altında kalmalarına, onları zaten arabalarımızın önünden iteleyiveriyoruz birkaç kuruş vermemek için. Rusya'dan gelenlere kucak açmıştık ama hatta bunun esprisi, berbat/ salakça/düzeysiz erkek şakaları yapılmaya devam ediyor. "Suriyeli değil Rus mülteci isteriz" babında...

İĞRENÇ BİR HİKAYE


Sapkınlıklarla alakalı filmleri seviyorum demiştim, bir tanesi daha girecek vizyona önümüzdeki hafta. 'Room'-Gizli Dünya, 46 yaşındaki yazar Emma Donoghue'nin kitabından uyarlanan bir film. Kitabı da gerilerek ve nefesimi tutarak okumuştum. Berbat, iğrenç bir hikaye. Bir manyak tarafından kaçırılan bir genç kadın ve kaçırılıp kapatıldığı odada dünyaya getirdiği 5 yaşındaki oğlunun öyküsü. Kitabı okurken, bir çocuğun olası bir filmde nasıl performans gösterebileceğini düşünmüştüm doğrusu. Başarılı olamaz diyordum, bakacağız nasıl olduğuna; fragmanlar küçük oyuncu Jacob Trembley'in gayet de iyi becerdiğini söylüyor şimdiden. Filmin başrol oyuncusu Brie Larson, Golden Globe-Altın Küre'yi kaptı geçen hafta. Oscar'da da iddialı haliyle, gördüğüm kadarıyla Jodie Fostervari bir tarzı var.

NEDEN BU HALDEYİZ


Odada geçiyor hikayenin büyük kısmı. Sinemaya nasıl yansıyacak, dört duvar; küçücük dört duvar arasında nasıl kotaracaklar merak etmekteyim. Sapkınlık/sapıklık nasıl bir ruh hali acaba? Bir kadını bir odaya kapatıp yıllarca çıkarmamak, veya hiç tanımadığı insanların ölümüne sebep olmak, nasıl ruh halleri? Gerilmek için bir kitaba ya da filme ihtiyaç yok ne tuhaf. Kitabı okuyacağına, gazeteyi aç, burnuna daya ve oku! Bilemiyorum, nasıl ve neden bu hale geldik; ne oldu memlekete, güzel insanlara bilmiyorum. Diyarbakır'ın, Güneydoğu'nun günahı ne bilmiyorum. İnsanların acımasızlığına, küstahlığına dayanamıyorum. Charlie Hebdo'nun berbat karikatürüne dayanamıyorum mesela, Aylan'ı öyle çizebilmek, bir kadını bir odaya kapatıp yıllarca tecavüz etmekten daha farklı mı sizce? Sapkınlık evrensel boyutta, çok net! Ve kötü kalpliliğin de bir cezası olsun istiyorum...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI