İzmir'in kalbi Kemeraltı'nda atar.
Bu kesim, günün her saatinde canlıdır, hareketlidir.
Kemeraltında dayandığınız her kapı, bir "ekmek kapısı"dır. Hem de gerçek anlamıyla.
Kemeraltı esnafı canlıdır, heyecanlıdır ve hepsinin üstünde "esnaf ahlakının" gerçek temsilcisidir.
Konak'tan başlayıp kökleşmiş adıyla "Başdurak"a kadar uzanan ve sağlı sollu uzantılarıyla Kemeraltı, bu kentin hayat damarıdır.
***
İşte kısaca tanımlamaya çalıştığımız bu "kent dinamosu" şimdi bu hüviyetini kaybetmiş gibidir.
Bu çarşının her yeri çöplükten farksız.
Başıboş kedi ve köpekler bu çarşıya gelenlerin ayakları arasında cirit atıyor.
Pislik ve bu pisliklerin yaydığı kokular ortalığı kaplamış vaziyette.
Peki bu aşamada, Konak Belediyesi nerede?
Aradan aylar geçti, Sema'nım görevinin neler olduğunu öğrenmemişe benziyor.
***
Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Alsancak, Türkiye'nin üçüncü büyük kenti İzmir'in prestij alanları...
Ne var ki, iki-üç aydır, yani Sema'nımın Başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana, bu prestij alanları da Kemeraltı gibi çöp deposu olmuş.
Sokak araları birer açıkhava meyhanesine dönüşmüş.
Kimsenin Konak Belediyesi'ni taktığı yok.
Semra'nım bu kentin Belediye Başkanı olduğuna hala inanmamış gibi.
Birilerinin bu hanımı şöyle bir sarsıp "Sen artık Konak Belediye Başkanısın, hanımefendi" demesi gerekiyor.
***
Sema Pekdaş hanımın "Konak Belediye Başkanlığı" koltuğuna hangi heves ve koşullarla geldiğini şu İzmir çukurunda öğrenmeyen kalmadı.
Ne var ki, halka mal olmuş bir tabir ile söylemek gerekir ki, bu hanım Başkan geçen süre içinde "kazın ayağının hiç de umduğu gibi olmadığını" görmüştür, anlamıştır.
Şimdi,takkeyi masa üstüne koyma zamanıdır.
Yoksa vakit çoook geç olacak.
gündem
Dünya Kupası ve Karluk
Karşıyaka'nın "Kanaat Önderlerinden" Mustafa Karluk yazıyor:
***
Bir önceki Dünya Kupası başlamadan sanırım Perşembe yazılarımdan birinde, "Ben Cruyyf tan beri Portakalım, Hollandalıyım" demiştim de. Karlis'ten Halil Kamil Ektem "Hadi canım sen de diye başlayan bilimsel bir yanıt vermişti"
Sonuçta Hollanda ile İspanya finali oynamıştı.
Şimdi diyorum kiii, Biz olmadığımız için diğer takımların şansı yükseldi. Benim bu kupadaki favorim bu kez Arjantin ve de tabii ki Portakallar."
Varsa otorite arkadaşlar bilimsel olarak yazsınlar da öğrenelim.
İmza: Otorite Mustafa
dert babası
Metro'da neler oluyor?
Öncelikle belirtelim, Metro bir kültür meselesi. İstasyona girdiğiniz andan itibaren bu sistemin gereklerini yerine getireceksiniz. Araca nasıl binilir, nasıl inilir bunu öğreneceksiniz.
Ana çizgileriyle bunlar yolculara düşen bir iki önemli görev.
Bunun yanında bir Metro yönetimine de düşen görevler var.
Bu görevlerin en başında, yolcuların güvenliğini en iyi biçimde sağlamak.
Şimdi söz POTA okurlarından Hasan Ayçiçeği diyor ki:
"Metro'ya Çiğli'den biniyoruz. Aktarma işleminin yapılacağı Halkapınar istasyonunda araçtan iniyoruz ve turnikeye giriyoruz. Dünyanın her yerinde turnikeler, geçilmek için yapılmıştır. Bizdeki bu turnike sanki, insanlarının birbirinin sırtına binmeleri, itişip kakışmaları için buraya inşa edilmiş."
Hasan Ayçiçeği'dan ciddi bir uyarı:
"Bu turnike ıslah edilmezse, orada üzücü olayların çıkması an meselesi olacak. Bizden uyarması..."
küpe
Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır; Yaşamanın manasını kaybetmek.
Burhan Toprak
günün fıkrası
Ne sanmış?
İki arkadaş meyhanede gevezelik ediyordu.Bir tanesi:
"Ne dersin? Geçen gece ben arkadaşlarla beraberken bizim eve bir hırsız girmemiş mi?" dedi.
" Eeee! Sonra ne olmuş?"
"Ne olacak, adama acıdım. Karım onu duyunca, benim eve döndüğümü sanmış da!.."
Laflama
* Olacağı buydu. Sabahtan akşama değin bilgisayarın başında olan benim oğlan '' Eski webcam'lar bardak oldu babaaaa '' dedi. Vay başıma gelenler !
* Ahmed Arif '' Üşüyorum , kapama gözlerini '' demiş ya... Ehhh zamane erkekleri de kadınlara '' Üşüyorum la, kapat pencereyi '' diyor !
* " Eski çamlar bardak oldu " diye bir atasözü var ama eski delikanlılar da yardakçı oldu be yavrum!
* Hep birilerine '' Emrinize amadeyim '' diyeceğine, bir kere itiraz et, bir kez diklen, bir kere AMA de!
İbrahim Ormancı'dan
