Bu gelişmenin kahramanı, İzmir ve bazı Ege illerinin Emniyet teşkilatında görev yapan ve sonra da emekli olan Abdülkadir Yaşar'dan başkası değil.
Yaşar, yeni hayatının ilk günlerinden itibaren siyasi hayata atıldı ve tercihi CHP oldu.
Yeni hayatına çabuk ısındı ve CHP'nin çeşitli kademelerinde görev yaptı.
Sonunda vardığı nokta "istifa müessesesi" oldu.
Halka mal olmuş tabir ile söylemek gerekirse, "okkalı bir istifa" mektubu yazdı ve CHP yönediticilerine gönderdi.
İşte o mektup...
"1 -CHP temel ilke ve değerlerini kaybettiği için istifa ediyorum.
2- Mevcut yönetim laiklik ve ulusalcılık, Atatürk ilkelerinden ayrıştığı için istifa ediyorum.
3- Atatürk'e "kefere" diyen birisinin Atatürk'ün Partisi olan CHP'den milletvekili seçildiği ve genel başkan yardımcısı olduğu için istifa ediyorum.
4- CHP'yi ve Cumuhuriyeti kurup Türk Milletine emanet eden Mustafa Kemal Atatürk'ün resmini duvardan indiren amaçsızlar, bu partide belirli yerlere getirildiği için istifa ediyorum.
5- CHP Genel Başkanı ve ailesinin Dersim isyanında "Benim de yakınlarım katledildi" diyerek bu isyanı haklı görmesi nedeni ile istifa ediyorum.
6- Parti içi politika bilgi ve bilime dayanmadığı için, il ve ilçelerde birilerinin egemenliğini güçlendirmek, parti politikalarının üstünde görmek, delege ağalığını öne çıkarmak için, her türlü oyunu mübah görmek, sahte ve naylon üyelerle CHP'nin değil, kendilerinin kazanmasını sağlamak için Parti'ye zarar verilmesine sessiz kalındığı için istifa ediyorum. Tüm bunlara göz yumulduğu için Genel Merkezce desteklendiği için istifa ediyorum.
7- CHP bu tutumla kendini ve ülkeyi yönetemeyeceği için, Atatürkçülere, milliyetçilere önem ve değer vermediği için istifa ediyorum.
8- CHP'nin kapılarını Fethullahçılara, şıhlara, tarikatlara, mezheplere açtığı ve laik Cumhuriyet'e, Atatürk ilkelerine karşı parti içinde direnme olduğu için istifa ediyorum.
Not: Bu istifam, gerçek Atatürkçüler, laikler, Cumhuriyetçiler; CHP yönetimine gelinceye kadar geçerlidir."
Siyasetten portreler:1
Mediha Balbakan, çalışma hayatına okul döneminde başlamış. İzmir Buca Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, Elektrik bölümü mezunu. Babasının hasta ve kendisinden küçük 2 kardeşi olmasının yanı sıra ailenin büyüğü olarak çalışmak zorunda hissetmiş kendini. Üniversiteyi kazandığı halde, üzülmesinler diye ailesine söylememiş ve okumak yerine çalışmayı tercih etmiş. Gündüzleri Tansaş'ta büro elemanı olarak 
çalışmış, boş vakitlerini elektrikçi, mimar, mühendisleri dolaşarak, onların elektrik projelerini çizerek geçirmiş. "İyi para kazandım. Babamı kaybettiğim yıl, elektrik mühendisi bir arkadaşımla kendi işyerimi kurdum" diye anlatıyor o günleri.
Sıfırın altı
Balbakan'ın işi sağlık sorunları nedeniyle yürümemiş ve işinden uzak kaldığı dönemde güvendiği ortakları iflasına neden olmuş. Daha sonra TEDAŞ'ta çalışmaya başlamış. Masa başı işi mutlu etmeyince, istifa edip ticarete atılmış. Cebinde 140 lira ve 5 bidon deterjanla işe başlayan, çevresi genişleyip, işleri artınca kendi şirketini kuran Balbakan, "Çalışmak beni hayata bağlayan, umutlarıma, hayallerime ulaşmanın tek anahtarı. Kariyer ise geride bırakabileceğim insanlara çalışabileceği bir alan açmak. Ben sıfırdan, hatta sıfırın altından başladım çalışmaya" diyor. O şimdi AK Parti'nin faal kadınlarından biri. Hem de önde gelenlerinden.
Mediha Balbakan, bir haftadır Ankara'da...
Bugün, yarın yeni bir hava ile dönecek gibi...