Geçtiğimiz günlerde Can Radyo "Aydın Sorumluluğu" başlıklı konuyu programına aldı.
Programı yapan, çok önemli konulara imza atıyor, fakat adını da açıklamıyor.
"Önemli olan yaptığımız iş..." diyor. "Adımızın ne önemi var?" diye gerisini getiriyor.
Programa çıkan kişi de, programcının kafasından...
O gün "aydın nedir, ne değildir?"i tartıştılar.
İşte size o programdan kısa alıntılar:
Aydın bir toplumun eleştiri vicdanıdır.
Aydın, daha akılcı, daha insancıl, daha kusursuz, daha demokratik bir toplum düzeninin gerçekleşmesinin karşısında bulunan engelleri saptar, tanımlar ve çözüm önerileri getirir.
Aydın, Diderot, Russel ve Sartre kadar kendi çağının politik hayatına derinlemesine katılmış, ancak kendini her zaman güncel politikaların dışında tutmuştur.
İktidar genellikle saydamlık ve gerçekçiliği kabule yanaşmadığı için onunla uzlaşmasına olanak yoktur.
Aydın, oluşun bir meslekle değil , bir eylemle ilişkisi var.
"Aydın oluş" bir dünya görüşü, bir bilgi donanımı olgusundan çok, bir bilinç ve eylem, vicdan ve ahlak olgusudur.
Aydın, her şeyden ve herkesten sorumludur.
Aydının görevi, söz ve yazı ile mevcut gerçeği eleştirmesidir.
Aydın, bir toplumsal tiptir.
Nemelazımcı gibi, asalak gibi, oportünist gibi...
Aydın, gerçeği söyleme arzusuna sahip olmalıdır. Cesareti olmalıdır.
HALUK BESEN'İ UĞURLARKEN
İzmir basını, duayen bir mensubunu daha toprağa verdi. 65 yıllık gazeteci Haluk Besen, geçtiğimiz Çarşamba günü, tedavi gördüğü Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nde hayata veda etti. Haluk Besen'i yeni kuşaklar belki yeterince tanımazlar ama o, renkli bir meslek yaşamıyla bir dönem çok popüler olmuştu.
Ege Ekspres'in yayın hayatına başladığı 1952'de bir süre bu gazetede çalışan Besen, sonra Cumhuriyet'e girdi ve 1960 İhtilali'nden sonra da Milli Birlik Komitesi muhabirliği yaptı. Meslek yaşamında İsmet İnönü'nün hep yakınında olan ve onun bir suikast teşebbüsüne de tanık olan Besen, aralarındaki dostluğu sonraki yıllarda "Devlet ve İsmet Paşa" adıyla kitaplaştırdı.
Belçika, Bonn ve Cenevre'de basın ataşelikleri görevlerinde çalıştı. 1971 yılına kadar bu görevlerde bulunduktan sonra 1988 yılında İzmir'e gelip yerleşti.
Ve o yıl Huzurevi'ne yerleşti.
Yalnızdı, kimsesi yoktu, evlenmemişti vs.
İzmir basını, değerli bir üyesini kaybetti. Haluk Besen, öldüğünde 87 yaşındaydı. Yaşasaydı, belki başka kitaplar da yazacaktı.
Nur içinde yatsın...