O-ku-mu-yo-ruz!

Her japon, yılda 10 kitap okuyor. Bizde kişi başına yılda okunan kitap sayısı bir bile değil. Hayatında hiç kitap okumayan da var, on yıldır kitabı eline almayan da.
Oran giderek düşüyor, kitaplar, raflarda tozlanıp duruyor.
Neden okumuyoruz?
Zamanımız yok diye mi?
Hayır.
Her şeye zaman bulan insanoğlu, niye kitap okumaya zaman bulamasın ki?
Neden okumuyoruz?
Çünkü hepimiz internet bağımlısıyız ve zannediyoruz ki, kitabın sunduğu bütün zenginlikleri bu internet sunuyor.
Oysa internette doğru ile yanlışı ayırt etme şansımız yok.
Çoğu kere yanlışları doğru, doğruları yanlış algılıyoruz ve sürekli kafamız karışıyor.
Ama kitap öyle mi?
Kitap bir dosttur. Kitap bir arkadaş, sıkıldığında baş vuracağın bir el, içine girdiğinde mutlu olabileceğin bir dünya, bir alem.
Oysa son zamanlarda gerçekten güzel kitaplar yazılıyor.
Geçmişin güzel kitapları yeniden basılıyor ve çok da uygun fiyata satılıyor. Kitabın sunduğu bu nimetlerden yararlanmak o kadar kolay ki.
Şimdi hepimizin evinde bir kütüphane var. Onlara şöyle fiyakayla bakıp, zaman zaman tozunu alıyoruz.
Ama geçmişte öyle miydi?.
Kitaplarımız çoğu zaman yastığımızın altında durur, ona ihtiyaç duyduğumuzda hemen sayfalarını karıştırırdık.
Kitap sevgisini aşılamak için küçük yaştan başlayarak her yaşa uygun kitaplar okutmanın , çocuğu ille de "kitap oku" diye sıkıştırmamanın çok önemli olduğunu unutmayalım.
Kitap okumanın keyfine varmak için mutlaka sessiz, sakin ortamlar yaratalım. Kahvehanede kitap okunmaz. Kıraathane denmiş ama o ortamda kitap okumak , hiç okumamakla eşdeğerde. Kısacası yeni kuşakların kitabı bir nostaljik nesne gibi algılamalarından, kitaba antik eser gibi bakmalarından korkmamız lazım.
Çünkü gidişat öyle.
NE VARSA ÖZ KARŞIYAKALILARDA VAR
Ateş Özerk, Nuri Sakal ve Rıza Küntür bir zamanlar Karşıyaka Basketbol Takımı'nın önemli oyuncularıydı.
Bu üçlü sporu bıraktıktan sonra Ateş uzun yıllar basketbolda yönetimin üst kademelerinde büyük hizmetler verdi, Nuri ile Rıza da yeşil-kırmızılı renklerin en hararetli taraftarları. Bu üçlü her maçta uğur belledikleri yerde oturuyor, hiç yer değiştirmiyor.
Anadolu Efes maçında da bir aradaydılar, maç boyu takımlarına destek verdiler, zaferin gururunu paylaştılar. Kendilerine de pay çıkarmadan edemediler:
"Uğurlu geldik. Bizim de önemli galibiyette manevi yönden payımız büyük..."
GÜNÜN FIKRASI
Arkadaşları İskoçyalı Machinthosh'a sordular:
"Sen neden pazar günleri kiliseye gitmiyorsun?" Machinthosh cevap verdi:
"Üç sebepten...Önce, din işlerinden hoşlanmam. Sonra oturup da hep birlikte dua etmeyi sevmem. En önemlisi de karımı kilisede tanımıştım da ondan..."
LAFLAMA
Müflis tüccar artık eski defterleri karıştırmıyor da direkt "Fetö kurbanıyım " diye ağlamaya başlıyor artık!