Orhan İlhan ile Kaya Çelikkanat sadece İzmir basınının değil, Türk medyasının sembol isimleriydi.
Basın Sitesi'ndeki evleri karşı karşıyaydı, hem komşu, hem de çok iyi dosttular.
Ortak özellikleri yaşantıları boyunca herkesle iyi geçinmeleri, büyüklerine saygıyla, küçüklerine sevgiyle yaklaşmaları, tam tabiriyle "Karınca ezmez" denilecek derecede iyiliksever olmalarıydı. Kaderleri de ortak yazılmış. Geçen ay Orhan İlhan'ı ebediyete uğurlamıştık, önceki gün de Kaya Çelikkanat'ı.
Aynı yaştaydılar (83), aynı gün, mübarek cuma günü yaşama veda ettiler. Çelikkanat İzmir basınının gülüydü. Şaka kaldırırdı, Çelikkanat yerine Çelikçomak derdik, gülümserdi.
Bir hizmet abidesi Kaya Çelikkanat 1934 yılında İzmir'de doğdu. İzmir Gazetecilik Yüksek Okulu'nu bitirdi. Gazeteciliğe 1955 yılında Ulus Gazetesi'nde başladı. Akşam, Tercüman, Ticaret, Demokrat İzmir, Yeni Asır, Gazete İzmir'de muhabir istihbarat şefi ve temsilci olarak çalıştı.
Türk Haberler Ajansı'nda Bölge Müdürlüğü, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nde Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. 1960'lı yıllarda İstanbul'da Ahmet Ankın'la beraber Kirpi isimli mizah dergisi ve İzmir'de Vural Tülis ile Akış Dergisi'ni çıkardı. 1973- 1977 yılları arasında İzmir Belediye Meclisi ve Daimi Encümen üyeliğinde bulundu.
Demokrat Ege ve Ege Telgraf gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı.
Son olarak da köşe yazılarına Dokuz Eylül Gazetesi'nde devam etti. Onu çok arayacağız, yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle.
ŞAKİR KURUŞ'A SELAM OLSUN
Premier Lig'in 1992- 1993'te kurulmasından önce 1960'lı yıllarda forma giyen Stanley Matthews, İngiltere Ligi'nde son maçına çıktığında 50 yaşındaydı. Matthews, yıllar boyu hep böyle anıldı:
"Forma giyen en yaşlı futbolcu" Sonraki yıllarda 42 yaşında iken Rusya'ya gol atan Kamerunlu futbolcu Alber Roger Miller'in bile övüncü boşunaydı.
Oysa 1960'lı yıllardan başlayarak 1970'li ve 1980'li yıllarda İzmir'de bir futbolcu bu rekoru mütevazı bir şekilde kırmaya başlıyordu.
80'li yıllarda bile top peşinde koşan 1935 doğumlu bu adam Şakir Kuruş'tan başkası değildi.
Güneydeniz Saha Komutanlığı bünseyindeki Denizgücü Futbol takımını o kurmuş, Poligon'daki Deniz Er Eğitim Alay Komutanlığı içindeki Denizgücü Kampı'nda birbirinden yetenekli futbolcular yetiştirmiş, Amatör Birinci Ligi'nde her yıl İzmir ve Bölge Şampiyonu olmayı başarmış bir ekibin her şeyiydi o. Ancak asker takımı olduğu için Denizgücü, her yıl birinci olsa da profesyonel kümeye bir türlü yükselemiyordu.
Şakir Kuruş, 48 yaşında bile futbol oynamış bir efsanedir.
Göztepe'nin gururudur.
Onunla Ekspres'te çok güzel yıllar geçirdik. Hafta sonları, izlediği maçların eleştirilerini yazar, spor sayfalarımıza bir kalite katardı.
Hayatı hep iyilik etmekle, gençleri yetiştirmekle, sporla, futbolla geçti.
Geç evlendi ama mutlu bir evlilik yaptı. Hacı oldu, muradına erdi. Küçük bir iki sağlık sorununu da atlattığını öğrendim.
Kendisine "geçmiş olsun" diyorum ve kocaman bir selam gönderiyorum.
Tüm dostları, sevenleri adına.
EN KÖTÜ HASTALIK
Bir doktora sordular:
- Size göre, en kötü hastalık hangisidir?
- Kalp hastalığı!
- Niçin?
- O kadar apansız götürür ki, vizite parasını bile almaya vakit bulamayız.