Yeşil kırmızılı camia son günlerdeki gelişmeler karşısında hem öfkeli hem de üzgün.
Öfkeli...
Çünkü, birbiri ardına zuhur eden olaylar karşısında, sessiz kalan ve olup bitenleri seyreden bir yönetim var ortada.
Hemen belirtelim...
Bir takım buhranlar, krizler partilerin, kulüplerin ve benzeri kurumların başına her an gelebilir.
Burada mühim olan, bu toplumsal bozguna yenik düşen kurumlardaki sorumluların, paniğe kapılmadan sağduyuya dayanıp düzlüğe çıkabilmelerindeki gayretleridir.
Karşıyaka Spor Kulübü yönetiminin bu kriz karşısında teslimiyetçi tutumunu endişe ile izliyoruz.
Gelişmeler karşısında adeta seyirci kalmayı ve suya sabuna dokunmamayı tercih eden KSK yönetiminin şu kriz döneminde, kamuoyundan aldığı not "yaldızlı kocaman bir sıfır"dır.
Ve, bu yönetim 60 yıldır üyesi olduğum KSK'de gördüğümüz en aciz ve umursamaz bir topluluk olarak karşımızdadır.
Onbinlerce taraftar adeta "enayi" yerine konulmuşutur.
KSK camiası her türlü basit bahaneyi elinin tersi ile itip, bu asırlık kulübü, Karşıyaka camiasına layık ciddi ve güven verici bir hale getirmenin yollarını aramalıdır.
Mesele, KSK yöneticilerin inisiyatifinden fersah fersah uzaklarına gitmiş ve ortaya şimdi, bu gelişmelerin serdiği manzara çıkmıştır.
"To be or not to be...." Camianın sözü dinlenir ağabeyleri, bu kulübe yıllardır emeklerini sunmuş taraftar, eski yönetici ağabeyleri ve hatta amcaları bir araya gelmeli, bu açmazdan çıkma yollarını birlikte bulmalıdır.
Yılların verdiği deneyimle belirtiyor ve inanıyorum ki, Karşıyaka camiası bu açmazın duvarlarını yıkacak ve yeniden ayağa kaldıracak iman ve güçtedir.
Bu görüşlere sevgili Karşıyakalıların hemen imza atacaklarına da inancım var.
Şimdi birlik olma ve başı dik tutma zamanıdır.
Gelişmeler karşısında serinkanlı olalım, olayları "sağduyu" ve Karşıyakay'ı "sevgi" açısından değerlendirelim.
Sonrasında güzel günlerin kapıları ardına kadar açılacaktır.
Karşıyakalılar da bu güzelliklerin özlemi içinde, güzel yarınları bekliyor.
Bu gelişmeler karşısında ilk uyarımız bu. Yarın, öbür gün güzel haberlerimizi bekleyin.