Filiz İçke Önal

Yorulsak da düşmek yok, anlaştık mı!

Evin önünde bir beyefendi telefonla konuşuyor. Hava sıcak, pencereler açık, ev de giriş katı olunca bütün konuşma evin içinde gerçekleşiyor haliyle. "Pardon" diyorum, "Biraz ötede konuşsanız..." "Ne bu şimdi?" der gibi bakıyor yüzüme. "Çocuk" diyorum, "EBA'dan canlı derse bağlandı da..." Öğretmenler her ne kadar "Ders sırasında anneniz babanız odaya girmesin" dese de, hiç olmadığımız kadar işin içindeyiz bu kez. Orada canlı ders anlatılırken, sıkılıp evin içinde tur atmaya başlıyor mesela.
Ya da önemli bir konuda, dikkatinin anlatılanda olmadığını fark edip uyarıyorsun.
Fısıltılarla uyarıları peş peşe sıralıyorsun: "Bak iyi dinle burayı", "Şu sayfayı açacaksın", "Kaçırıyorsun öğretmeninin söylediklerini..." Konuyu yeterince anlamış mı kontrolü, ödevler, bir sonraki derse hazırlanacak malzemeler, deftere yazılanların incelenmesi... WhatsApp veli grubundan destek istemeler...
(Sağolsunlar, harika bir dayanışma içindeyiz. Herkes diğerleri için elinden geleni yapıyor) bunların hepsi ayrı bir mesai.
Öğretmenlerin de işi çok zor elbette. Eğitim öğretim yüz yüze olsa bir parmak kaldırmakla hallolacak basit bir cevap için, herkesten tek tek geri bildirim istiyor mesela. Bitirenler 'tamam' işareti yapsın diyor. Tek bir tamam işaretinin ne kadar zaman alabileceğini varın siz hesaplayın dostlar...
Bağlananlar, bağlanamayanlar, bağlanıp düşenler hepimiz aynı telaşın içindeyiz. Ve ne yazık ki en başından yorulduk. İlk haftada pestilimiz çıktı resmen. Ama yorulsak da düşmek yok. Pandemi bitene kadar kimse cepheyi terk etmeyecek. Anlaştık mı?
KİTAP OKUYAN ÇOCUK DERSTE BAŞARILI OLUR
Üç çocuk annesi arkadaşım Filiz'le paylaştım kaygılarımı geçenlerde. En küçüğü Elif, benim Deniz'le aynı sınıfta. Tecrübesi beni en az üçe katlar yani. "Nasıl olacak Filiz?" dedim. "Üçüncü sınıf telafisi zor bir yıl değil. Yaparlar, korkma" dedi. Ve ekledi: Bol bol kitap okut. Okuyan, okuduğunu anlayan çocuk başarılı olur. Düşündüm de, kesinlikle haklı. Okuyalım, okutalım...
Abartmayı öyle çok seviyoruz ki...
Abartmayı çok seviyoruz toplumca. Pandemi sürecinde bir kez daha emin oldum. Yetkililer "Tedbir alın" diyor, panikliyoruz.
"Başarıyoruz" diyorlar, bu sefer de gevşiyoruz. Normalimiz yok, hep bir uçtan diğerine yolculuk halindeyiz.
Maalesef, adına denge denilen o inci çizgiyi tutturamıyoruz her seferinde. Bu özelliğimiz, yetiştirdiğimiz çocuklara da sirayet ediyor haliyle.
Çocuklarımıza
● Kendisi ile birlikte insana ve her türlü canlıya hak ettiği değer vermeyi
● Özgüveni yerinde bir birey olmayı ama küstahlaşmamayı
● Açık sözlü olayım derken ukalalık yapmamayı
● Haklarını gözetirken hak yememeyi
● Büyüğünü, küçüğünü bilenlere has usturuplu konuşmayı nasıl öğreteceğiz sizce?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.