• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
İlişkilerde denklik HAKAN URGANCI

İlişkilerde denklik

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.03.2021, 00:00

İlişkilerde birbirine denk olmak aslında çok da sandığımız şey değildir. Biz denkliği hemen her bakımdan benzerlik olarak algılarız.
Evlilik gibi uzun dönemli ve sözleşmeli ilişkilerde bu tür benzer denklikler büyük avantaj sağlar. Sosyoekonomik sınıfların benzerliği, ailelerin kültürel benzerliği birlikte yaşama konforunu artırır. Bu yüzden genellikle daha uzun ömürlü olan eski görücü usulü evlilikler bu tür bir denkliği temel aldığından mantık evliliği diye adlandırılırlar.
'Sevişerek evlendik' denen aşk evliliklerinde de denklik vardır aslında ama başka tür bir denklik. Bu denklik temelini benzerlikten değil tamamlamaktan alır. Genellikle bir aşık bir düşman geçen bu tür ilişkiler aslında uzun sürmesi için değil sizi geliştirmesi için tasarlanmıştır doğa tarafından. Peki diyeceksiniz ki nasıl bir tamamlama, nasıl bir denklik? Bu tür bir denklikte her zaman çok pozitif bir durum aranmaz.
İnsanlarda duygu pilleri vardır ve bu pillerin eksi ve artı iki ucu vardır. Bu tür denkliklerde aynı pilin diğer kutbu gelir sizi bulur.
Mesela değersizlik duygusu pek çoğumuzda az veya çok vardır. Normalin üstünde bir değersizlik duygusunun karşı kutbunda da kibir vardır. Yani kişi değersizlik duygunun pasif ucundaysa ezik biri olur. Eğer bu duygunun aktif ucundaysa bu kez de kibirli olur.
Yani duygu aynıdır, makyajı farklı. Bu sebeple aynı duyguya sahip iki insan da bir şekilde denkleşir aslında. Bu yüzden dengesiz görünen bir ilişkide bir kurbana bir avcının denk gelmesi hiç de şaşırtıcı değildir.

SAHIPLENİN
Fabrikaya yeni bir müdür atanmış. ilk gün etrafı incelemiş. Çalışanlar sormuşlar: "Beğendiniz mi efendim?" Müdür "Ben bu fabrikanın nesini beğeneyim?" demiş. Herkes şaşırmış ama kimse ses çıkarmamış. Ertesi gün çalışanlar "Fabrikayı nasıl düzeltiriz" diye çalışmaya başlamışlar. Birkaç ay içerisinde aksaklıklar giderilmiş ve müdüre "Gelin fabrikayı tekrar gezelim" demişler. Bu sefer tüm birimler çok düzgün çalışıyor, hiç sorun yok. Ama paketleme bölümüne gelince müdür bir ürünü eline almış ve surat asıp, "Bunun beğenilecek nesi var?" deyip yere atmış. Çalışanlar yine şaşırmışlar.
Bu kez de ürün için uğraşmışlar. Aylar sonra ürün yenilenince müdürü tekrar davet etmişler. Müdür inceleme sonunda ürünü eline alıp yine "Bunun nesi güzel?" diyerek paketi yere boşaltmaya başlayınca bu kez yaşlı bir ustabaşı dayanamayıp müdürün elini tutmuş.
"Ne demek nesi güzel. Siz bu üründen anlıyor musunuz? diye sormuş. Müdür ustabaşına bakmış ve sakin sakin konuşmaya başlamış: "Haklısın, ben bu üründen hiç anlamam. Yaptığınız işi, çıkan ürünü şimdiye kadar hep kötüledim ama siz hiç sahiplenmediniz.
Ben de, yapılan işin istediğiniz kadar iyi olmadığını anladım ama şimdi belli ki ürün içinize sindi. Çünkü ilk kez sahiplendiniz. Hepinizin eline sağlık." Sahiplenmediğimiz hiçbir şeyde başarı kazanamıyoruz. Hatta kendimizi sevmek de sahiplenmemiz gereken bir duygu. Aslında kendini yeteri kadar sevmeyen biri de bu duygusunu dışarı yansıtıyor ve insanlar o duygusuna ayna oluyor. Kendinizi sahiplenin.
Gerisi kendiliğinden gelir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA