Türkiye'de ilk kez Aleviler üzerine bir devlet çalışması yapıldı. Aylarca taraflar dinlendi, Alevi önderlerinin önerileri masaya yatırıldı. Bu çalışmalara bizzat bir bakan nezaret etti. Bu çalışmalar sürerken ortaya bir gerçek çıktı. Türkiye'de yaşayan Aleviler yekpare bir topluluk değil. Birçok Alevilik geleneğine bağlı farklı farklı Alevi topluluklar mevcut.
Bu Alevi gruplar arasındaki farklılıklar o denli derin ki, neredeyse her grup bir başka grubu Aleviliğe ihanetle suçluyor. Aslında bu tartışmalardan benim çıkardığım en temel sonuç şu: Türkiye'deki Aleviler esasen iki temel gruba ayrılıyorlar. Bunların içinde en büyük grubu oluşturan Aleviler, kendilerinin Müslümanlığın ayrılmaz bir parçası olarak görüyorlar. Diğer bir ifadeyle, kendilerinin inadıkları Aleviliğe "Türk İslamı" adını veriyorlar. Diğer bazı Alevi grupları ise tam aksine Aleviliğin Müslümanlıktan farklı kendine özgü bir inanç biçimi olduğunu iddia ediyorlar. İşin ilginç yanı bu iki Alevi grup arasındaki mücadele neredeyse Sünni Müslümanlarla aralarındaki mücadeleden daha sert.
***
Sonuçta hükümetin Alevi sorununu çözmek için başlattığı sürece kendilerini Müsluman olarak niteleyen Aleviler destek veriyor, yabancı ülkelerde uzantılarının olduğu bilinen ve kendilerinin İslam'dan ayrı bir inanç olduğunu iddia eden Alevi gruplar ise, Alevi sorununun çözümünü engellemeye çalışıyorlar. Meseleye dışarıdan baktığınız vakit görunen tablo budur. Oysa hükümet bu sorunun çözümüne tarihte ilk kez bu denli ön yargısız ve çözum odaklı yaklaşmıştı. Başbakan Erdoğan'ın "bu sorunu çözün" şeklinde kesin bir talimatının olduğu herkes tarafından biliniyor. Alevi çalıştayına ısrarla her Alevi grubunun katılmasına özel bir önem verildiği halde, yukarıda sözünü ettiğimiz grup bu çalıştaya hem katılmadı hem de katılanları suçladı.
***
Ben tekrar başa dönmek zorundayım. Hatırlayalım, AB'nin meşhur 6 Kasım ilerleme raporunda Aleviler azınlık olarak nitelendirilmiş ve Alevi hakları konusunda bazı düzenlemeler istenmişti. O zaman şimdi çözüm isteyen Aleviler azınlık ifadesini şiddetle reddetmişlerdi. Nedense o gün AB'nin azınlık nitelemesine sesiz kalan kesimler, bugün Alevi sorununun çözümüne çelme takmak istiyorlar.
İnsanın aklına bir sürü soru getiriyor bu davranış. Acaba çözüm istemeyen Aleviler Türkiye'nin AB üyesi olmasını zorlaştırmak için bizzat Avrupalılar tarafından yönlendirilen bir truva atımıdır? Türkler Alevilerin sorunlarınü çözemesin ve tabii AB'de giremesin. Aleviler temiz ve vatansever insanlardır bunu en iyi ben bilirim; ancak bin 500 yıllık İslam geleneğinin içinden yeşermiş bir Müslüman inancına "İslamla alakası yok" diyenlerden her türlü yanlış iş beklenir, bunu en fazla da gerçek Aleviler bilirler.
