• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Olup bitenlerin ardındaki gerçek

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.08.2010, 00:00
Deniz Baykal İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nde konuşuyor. Kendisine saygısını korumaya çalışan biri olarak bu kez gözüme çok kötü bir profil olarak göründü Deniz Baykal. Toplumun ahlak dışı bir iş olarak nitelendirdiği bir eyleminden dolayı siyaset dışına itilmesine rağmen hala bir genel başkan edasıyla siyaseti zehirlemeye devam ediyor. Baykal'a göre olan biten "sivil darbenin askeri ayağının tamamlanması"ymış. Belki de kendisini siyaset dışına iten çevrelere "Bakın getirdiğiniz adamla benim farkımı görün işte. Sizi benden iyi kimse savunamaz" mesajı sarkıtıyor. Niyeti buysa bunu da demokrasiye tekme atarak yapıyor. Anlıyorum ki bu bir zihniyet meselesi.
***
Ancak, Baykal ve onun gibi düşünenlerin anlamadıkları bir husus var: Tüm bu olup bitenler basit bir iktidar savaşı değil; basit bir ideolojik hegemonya kurma mücadelesi değil; basit bir sivil -asker kapışması değil. Bu olup bitenlerin gerisinde kocaman bir resim var ve gündemdeki konuların sivil- asker aktörlerini aşan yönlere sahip. Yani, mesela, YAŞ'da olanlar sadece Hükümetin dik duruş kararlılığından veya askerlerin hukuki olarak ellerinin zayıflığından kaynaklanmıyor. Aslında kimsenin eli ne güçlü ne de zayıf. Başka bir "şey" var ve o "şey" her şeyi belirliyor. Nedir o "şey"? Herkes internete girsin ve İMF'nin birkaç gün önce Türkiye ile ilgili yaptığı değerlendirmeyi bir okusun. Ne diyor İMF? İki şey, Türkiye Avrupa'nın en sağlıklı ilerleyen ekonomisi, bir; ikincisi, Türk ekonomisi bu yıl 1 trilyon doları yakalayacak. İşte büyük resim bu. Yani Türkiye'nin 1 trilyonluk bir ekonomi oluyor olması. Ne demek bu ve ne ilişkisi var Türkiye'de olan bitenlerle? Çok açık ilişkisi var. Bir ülke, küresel ekonomi içerisinde bu denli büyük bir pay kapmışsa, o ülkenin "öngörülebilir" olması zorunludur. Yani küresel sermayenin yatırım yapacağı bir ülkede kafası kızan bir generalin muhtırayı dayaması düşünülemez. Askerlerin borusunun öttüğü bir ülkeye kimse getirip parasını koymaz. Yine, küresel sermaye bu ülkenin ekonomisine yatırım yapacak, başka diyarların paraları bu ülkenin yararına kullanılacaksa, sağlam bir hukuk düzeni olması gerekir. Adam "paramın başına bir iş gelirse adil mahkemeler var mı?" diye bakar öncelikle. Her baktığı yerde emperyalist istilanın ayak izlerini gören, sermaye düşmanı hakim zihniyetinin olduğu bir ülkeye elbette yabancı sermaye gelmez. Bütün mesele Türkiye'nin 1 trilyonluk dev bir ekonomi haline gelmiş olmasıdır. Bu kadar büyük bir ekonomi olmuşsanız sizin düzeninize dünyanın ortak dili egemen olmalıdır; o dil demokrasidir. Askerlerin değil , sivillerin borusunun öttüğü, gerçek bir hukuk devleti olmalıdır; 12 Eylül'de oylanacak reform paketi onun içindir.
***
Bir trilyonluk bir ekonomiye sahip bir ülkede terörle de birlikte yaşanmaz. Ve üstelik bu denli büyük bir ekonomi bölünmüş bir Türkiye'ye asla izin vermez. Görülecektir ki bir süre sonra PKK diye bir örgüt kalmayacaktır ortada. O nedenle, YAŞ kararları etrafında gelişen olayları ideolojik önyargılarımızdan sıyrılarak anlamaya çalışalım. Bu olanları, büyük resmi, yani Türkiye'nin dev bir dünya ekonomisi olduğu gerçeğini görmeden anlayamayız.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA