Ulusal Pamuk Konseyi (UPK), pamuk sektörünü kamuoyuna anlatmaya devam ediyor. Bu açıdan UPK Başkanı Sökeli önder çiftçi Bertan Balçık ve özellikle tarımsal mekanizasyon konusunda uluslararası saygınlığı olan UPK Genel Sekreteri Prof. Dr. Ünal Evcim'in çabaları övgüye değer. Ben "Beyaz Altın" pamuk ile ilgili olarak 20 yıldır yazıyorum. Defalarca aynı hususa vurgu yaptım. Pamuğun gerçekten hem dünyada hem de Türkiye'de stratejik ürün olduğu tartışılmaz. Pamuk ekonomisinin stratejik etki alanı ve sektörel gücü çok açık. Ancak asıl sorun beyaz altının siyasi lobisinin zayıflığında yatıyor.
PANDEMİ FIRSATI
UPK, birkaç gün önce çok iyi hazırlanmış ve tamamen analize dayalı bir rapor yayınladı. İlgi duyanların dikkatle okumalarını hararetle tavsiye ediyorum.
Rakamlar ortada. Yanı sıra ulusal ve küresel düzeyde çok anlamlı yorum ve değerlendirmeler var. Hemen somut bir örnek vereyim; "Kovid-19 pamuk için yeni bir fırsat alanı oluşturuyor! Küresel salgın tüketicilerin doğal ürünlere olan eğilimini artırmış durumda. Pamuk insan tenine dokunan kadim elyaf olarak bu anlamda öne çıkıyor. Bu gelişmeler hem üretim hem de tüketimde dünya genelinde söz sahibi bir pamuk ülkesi olarak Türkiye'ye önemli fırsatlar sunuyor. Bu fırsatları faydaya dönüştürmek için tohumdan elyafa, elyaftan giysiye uzanan katma değer zincirinde yer alan bütün kesimleri kapsayan, sürdürülebilir bir kalkınma projesi hazırlanarak uygulamaya konulması gerekiyor."
SİYASİ DESTEK ÖNEMLİ
Tekrar siyasi lobi konusuna dönersek, bu alanda büyük bir boşluk olduğunu yıllardır yazıyorum. Sadece Egeli değil Akdeniz ve Güneydoğu bölgesi milletvekillerinin de (hiçbir siyasi parti yapmadan söylüyorum), pamuğun Türk tarımının denge unsuru özelliği taşıyan ekonomik gücünü yeterince anlamak ve savunmaktan uzak kalması, beyaz altının siyasi desteğini zayıflatıyor. Bu yönüyle gerçekçi olalım. Birkaç ülke dışında dünyanın her yerinde tarım destekleniyor. Rakamlar ve yüzdeler tartışılabilir fakat Türkiye'de de tarım ciddi düzeyde destekleniyor. Sorun, 2021 yılında çiftçiye aktarılacak 24 milyar liranın dağılımında. Tam da burada, bir hususun altını çizeyim. Keşke tarım sektörü her türlü "popülizm ve ajitasyon"dan uzak kalabilse, keşke sektör temsilcileri, "tarım ve hayvancılığı bitirdiler" benzeri tamamen gerçek dışı popülist söylemlerin uzağında kalarak, söz konusu 24 milyar liranın daha da artırılması gerektiğini ekonomi politikası yapıcılarına samimiyetle anlatabilseler!
YİNE DE UMUT VAR
Ama ne yazık ki öyle olmuyor ve beklendiği gibi ekonomik analiz yerine ajitasyon ağır basıyor. Son olarak, UPK raporunda yer alan bazı çarpıcı noktalara değineyim; "2020 yılında Tekstil sanayimizin 1 milyon 514 bin ton pamuk ihtiyacının ancak yüzde 40 kadarını yerli üretimle karşılayabildik.
İhtiyacın karşılanması için 962 bin ton pamuk ithal edildi ve bunun için 1.5 milyar doların üzerinde bir bedel ödendi.
Daha da önemlisi yerli üretimle bunun 2.5 katı kadar bir net katma değerden mahrum kaldık... Fakat pamuk bilançosundaki iyileşmeler gelecek için umut vermekte! Pamuk desteklerinin sürdürüleceğine dair resmi açıklama yapılması büyük önem taşıyor. Miktarı belirlenmiş olmasa bile, fark ödemesi desteklerinin 2021 yılında da devam edeceğinin ilanı bu kararsızlıkları ortadan kaldıracak ve pamuk ekim alanlarının tekrar artma eğilimine girmesi sağlanacaktır."