Evet. Heyecanla beklediğim ve sizlerin de beklediğini düşündüğüm yerli ve yabancı yapımlar bir bir çıkmaya başladı. Haftalardır sizlere bu köşede geldi-gelecek diye aktardığım filmler beyazperdedeki yerini aldı. İlk olarak yerli yapımlardan olan 'Soyut Dışavurumcu Bir Dostluğun Anatomisi veyahut Yan Yana' isimli filmden başlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi film Fransız yapımı olan 'The Intouchables'den' (Can Dostum) uyarlandı. Boynundan aşağısı felci zengin bir adamın kendisine bakacak bir yardımcı için ilan açmasıyla başlayan olaylar silsilesinin ardından aslında alakası olmayan iki kişinin arasında oluşan dostluk bağını anlatan harika bir film olmuş. Tabi başrolleri paylaşan Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit'in oyuncukları da takdire şayan. Tek başınıza, eşiniz ve ya dostunuzla birlikte izleyebileceğiniz ve karın kaslarınızın ağrımasına sebep olurken, alnı zamanda sizleri duygulandıran bir yapım olmuş.
BEYAZPERDEYE DÖNDÜ
Uzun bir süredir beyazperdeden uzak duran Çağatay Ulusoy'un filmi de oldukça ilgi çekici yapımlar arasında yer alıyor. Elçin Sangu ile başrolleri paylaşan Ulusoy, özellikle beyaz perde için oynadığı rollerin epey bir dışında bir karakterle ekranlara döndü. Aksiyon dolu bu yapım içerisinde bulundurduğu dramla da sizi sarsacak. Sizleri biraz da geçmişe götürecek bir komedi filmiyle buluşturmak istiyorum. 'Mavi Ay' yönetmenliği Richard Linklater tarafından gerçekleştirilen, başrollerinde Ethan Hawke, Margaret Qualley, Bobby Cannavale ve Andrew Scott'ın yer aldığı 2025 çıkışlı Amerikan yapımı sinema filmi. Mavi Ay, işbirlikçisi Richard Rodgers'la birlikte "The Lady Is a Tramp", "My Funny Valentine" gibi bir dizi klasik şarkı yazan ünlü şarkı yazarı Lorenz Hart'ın son günlerine odaklanıyor.
SERİ FİLMLERİ
Evet gelelim özellikle beklediğim seri filmlerine. Aslında birçok devam filmi bizleri bir hayli üzdü. Fakat şu an anlatacağım ikisi sizlere iyi ki dedirtecek. İlk olarak ilk iki filmiyle beni mest eden 'Sihirbazlar Çetesi' ile başlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi işlerinde çok başarılı olan bir grup illüzyonist imkansız görünen görevleri başarıyla yerine getiriyorlardı. Girilmesi imkansız, ya da girilse bile içeriden bir şeyin çıkmasının imkansız olan mekanlarda başardıklarıyla hepimizi derinden etkilemişti. Şimdi aynı ekip yıllar sonra çok değerli bir elmas soygunu için bir araya geliyor. Ancak bu kez yanlarında genç illüzyonistler de mevcut. Aksiyon, macera ve komedi dolu 2 saat vadeden film bunu fazlasıyla başarmış durumda. Özellikle geçmişe dair artan özlemin ortasında tatlı nostaljilerle dolu sahnelerle izlemesi oldukça keyifli. Yaşı geçmiş, filmlere yetişmemiş olan ya da denk gelmeyip izlemeyenlere eski yapımları da izlemesini şiddetle tavsiye ediyorum.
DÜYMANLAR BİRLİK OLURSA?
Son olarak ise korku türünde bir başyapıtın devam filmiyle yazımı noktalayacağım. Predator serisinin yedinci filmi olan 'Predator: Vahşi Topraklar' bizleri geçmişin korku dolu anlarıyla yüzleştirirken, son zamanların en güzel ters köşelerinden birini yaparak şoke ediyor. Doğal düşmanların yaşadıkları olayların ardından istemeye istemeye ortaklık kurmasını anlatan yapım şimdiden rekorları altüst etmiş durumda. Film eleştirmenlerinden tam not olan filme izleyicilerin de tepkileri oldukça olumlu. Ayrıca 105 milyon dolarlık dev bir bütçeye sahip olan film dünya genelinde şimdiden bu miktardan daha fazla hasılat yapmış durumda. Şimdilik bu filmlerle günümüzü gün edeceğiz Ama aralık ayında da önemli yapımlar gelmeye devam edecek. Takipte kalın...
