Galiba Ajan K'nın ve Ajan J'nin siyahları giyip beyazperdeye yeni bir macerayla dönmelerine en çok sevinenlerden biri benim. Onlarla olan aşkım serinin ilk filmi olan 1997'ye dayanıyor. "Siyah Giyen Adamlar"ın karargahında gezegenlerinde sıkıntı çeken mülteci uzaylılara dünyada yeni bir kimlik ve iş kazandırıp, gizli bir şekilde yaşamalarını sağlanıyordu. Eğer arada yoldan çıkan olursa bizimkilerde onları hizaya sokuyordu. İki ajanın tanışmalarını anlatan ilk film görsel efektleriyle gözlerimizi bayram ettirmiş, sabırsızlıkla devamlarını bekler olmuştuk. Serinin ikincisinden epey sonra MIB3 sayesinde eski dostlarla yeniden bir aradayız. Bakalım Ajan K ve Ajan J'nin başına bu kez neler geliyor.
Hemen özete geçeyim: Hayvan Boris adlı kötü uzaylı, kale gibi sağlam "Ay Hapishanesi"nden kaçar ve yıllar önce -1969'da- kendisini yakalarken bir kolunu da yok eden Ajan K'dan intikam almak ister. Bunun için basit bir planı vardır. Hapishanede tanıştığı bir mahkumun icadı olan zaman makinesiyle geçmişe gidip hem kolunu kurtaracak hem de Ajan K'yı öldürecektir. Ajan K duruma hemen uyanır ve geçmişe giderek tarihin normal seyrinde akmasını için çabalar.
YÜZDE YÜZ ADRENALİN
"Siyah Giyen Adamlar 3" komedi ve aksiyonu çok güzel bir araya getirmiş. En heyecanlı anlarda birden kahkahalar atmaya başlıyorsunuz. Ya da kendinizi aniden çatışmanın ortasında bulup nefes nefese kalıyorsunuz. Yani serini üçüncüsü yüzde yüz adrenalin. Filmin en güzel yanlarından biri de çok güzel dokundurmalarla daima kafalarda soru işareti olarak kalmış şeylere gönderme yapmaları. Mesela insanoğlu aya gitti mi gitmedi mi? Önce bunun esprisini yapıp, sonra da bizi Neil Armstrong ve arkadaşlarının ay yolculuğuna tanık ediyor. Zaten hikayenin önemli bir kısmı bunun üzerine inşa edilmiş. Hayvan Boris, Ajan K ve Ajan J'nin uzay üssündeki aksiyon planları ömre bedel. Ayrıca burada serinin fanlarını büyük bir sürpriz bekliyor. Geçmişe ait çok önemli bir sır ortaya çıkıyor. (Biraz daha meraklanın) İşte bu duygusal anlarda gözler sulanıyor, mendiller ıslanıyor. E, uzaylı dolu bir film için bu duygusallık fazlasıyla başarılı.
Filmde unutamayacağım bir diğer bölüm de "Andy Warhol"un "Factory" adlı mekanındaki parti sahnesi. Açıkçası uzaylı olmak Elvis ve Sylvester Stallone'den çok en çok Andy'e yakışmış. Bakalım bu içimizdeki uzaylılar listesine daha başka kimler eklenecek. (Bizden Ajda'yı eklemek yeterli) Mick Jagger'ın kadınları yiyen uzaylı olabileceği iddia edildiğinde de makaraları koyuveriyorsunuz. Bu ince esprilerin ardında Ethan Cohen'in kalemi olduğunu unutmamak gerekiyor.
ÖZEL EFEKTLER
Serinin ilk iki filminde olduğu gibi filmde gene "özel efekler" konuşuyor. Diğer efekt zengini filmlerdeki gibi bir görmemişlik örneği değil çok daha yerinde bir kullanımla filme fazlasıyla hizmet ediyor. Film ayrıca atmosfer zengini. Yani hem bugünün hem de 1969'un atmosferi o kadar başarılı ki gözünüzü bir an bile kırpmıyorsunuz. Açıkçası çok başarılı bir prodüksiyonla film göz dolduruyor. Müziklerini de çok yabana atmamak gerekir.
Ve oyunculuklar... İlk iki filmde olduğu gibi Ajan K'da yine Tommy Lee Jones'u izliyoruz. Sanıyorum aramızdaki bir diğer uzaylı da o. Yıllar bir iki çizgiden başka bir şey eklememiş. Jones o mesafeli, gün görmüş, mürekkep yalamış ajan tavrını aynen koruyor. Will Smith, her zamanki fırlamalığı ve enerjisiyle filmin lokomotifi. Bu kez sürpriz bir isim Josh Brolin, bu ikiliye Ajan K'nın gençliği olarak katılıyor. Gençlik için yaşı dezavantaj olsa da oyunculuğuyla bunu hemen örtüyor. Seyretmeye doymadığım Emma Thomson ve Michael Stuhbarg küçük rollerinde oyunlarıyla büyüyorlar.
"Siyah Giyen Adamlar 3", seri içinde çıtayı en üst noktaya koyan film oluyor. Umarım devamları onun altında kalmaz. Ve son söz: Bu şahane film kaçmaz.
HAFTANIN FİLMİ
"Kan ve Aşk"
1990'lı yılların başında Balkanlar'da Bosna Savaşı sürerken, Sırbistan için savaşan asker Danijel, esir kampında tutulan ve savaştan da önce tanıdığı Bosnalı Ajla ile yeniden karşılaşır. Farklı etnik kökenli bu iki insan, geçmişten gelen duyguları ile içinde yaşadıkları zorunlu savaş koşulları arasında kalırlar. Ünlü yıldız Angelina Jolie'nin yazıp yönettiği film, has sinema meraklılarına.