• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Vücudun baş düşmanı şeker!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.08.2016, 00:00

Doktorların yıllardır kilo aldırdığı ve kandaki kolesterol düzeyini yükselttiği ve kalp krizi riskini artırdığı gerekçeleriyle uzak durmamız gerektiğini öğütledikleri tereyağı ve diğer yağlar temize çıktı.
Vücudumuzun baş düşmanı şekermiş.
Bildiğimiz şeker. Her gün içtiğimiz çaya ve kahveye attığımız, çayın yanında yediğimiz kek veya pastanın içinde yer alan ve gün içinde veya yemeğin ardından yediğimiz tatlılarda var olan ve en masum dediğimiz meyvelerde bulunan şeker...
Canan Karatay, "tereyağı ve yumurta yiyin" deyince hepimiz şaşırdık ve ona tereddütle yaklaştık ama son zamanlarda sayıları giderek artan araştırmacı, doktor ve beslenme uzmanları kalori hesabı yapmamızı ve yağ oranı düşük beslenme tarzına son vermemizi söylüyorlar.
New Scientist'te çıkan bir araştırmayı 19. sayısını geride bırakan "Herkese Bilim Teknoloji" dergisinde okudum.
Gerek klasik diyeti savunanlar, gerekse düşük karbonhidrat diyetini savunanlar tek bir konuda anlaşıyorlar: şeker herkes için kötüdür. Bu durumda çözüm, doymuş yağları, ilave şekeri ve rafine karbonhidratı kısıtlamak. Bu da Akdeniz tipi beslenme demek. Zeytinyağı, tam tahıllı ekmekler (abartmamak koşuluyla) balık, meyve ve sebze, çiğ sebze ve badem yemek.

BİLİNÇLİ BESLENME

Geçtiğimiz günlerde televizyonda Dr. Fevzi Özgönül'e rastladım.
Bedenimizin tıpkı arabamızın en çok ihtiyaç duyduğu "benzin" gibi, "şeker"e ihtiyacı olduğunu belirterek şunları söyledi:
Vücudumuz, tüm hayati fonksiyonlarını sürdürmesi, hareket etmesi, koşması kısaca çalışması, hatta düşünebilmesi için gerekli olan enerjiyi şekerden yani karbonhidrat benzeri yiyeceklerden elde eder.
Fakat tıpkı arabanın bakımı için gerekli olan yağ ve yedek paçaları gibi, bedenimizin de yağa, proteine, vitaminlere minerallere ve bazı metallere de ihtiyacı vardır.
Yani yemek zorundayız. Ama bilinçli yemek. Yani vücudumuzu tanıyarak, sindirim sistemimizin nasıl çalıştığını bilerek. Bazı besin grupları 2-3 saatte, bazı besin grupları 10-12 saatte sindirilebiliyor.
Sindirim sistemi tam görevini tamamlamadan yeni bir yiyecek maddesi yersek, otomatik olarak sindirim sistemi resetlenir ve yeni gelen yiyeceğe odaklanır.

GECE YEMEK YEMEK!

Bu nedenle yemek aralarında en az 5-6 saat aralıklar vermemiz gerektiğini söyleyen Dr. Özgönül, bir ezber daha bozuyor ve "Gece yemek yenebileceğini" söylüyor.
Diyor ki: "Yedi veya sekizden sonra yemek yemeyin öğütlerini dinlerseniz; öğlen yediğiniz yemeklerin en değerli kısımları sindirilmemiş olur, tüm gece boyunca aç kalacağım endişesi ile gereğinden çok yemek yersiniz ve sindirim sistemi resetlendiği için gece geç saatte tekrar acıkırsınız. Gece çok acıktığınızda yemek yerseniz çok daha az yediğiniz halde doyarsınız, gereğinden çok yemezsiniz. Öğlen yediğiniz yemekler tam olarak sindirildiği için gece uykunuzu bölecek bir açlık hissetmezsiniz. Üstelik öğlen yediğiniz yemekte bulunan protein, yağ, vitamin, mineraller ile gece uykunuzda bedeniniz kendisini yenileyeceği için kilo alma gibi bir probleminiz de olmaz." Kısacası: Sağlıklı kilo vermek istiyorsak, öğlen proteinli ve yağlı besinleri tercih edeceğiz. Sonrasında iyice acıkmayı bekleyip, bu sırada bol su içecek ve hareket edeceğiz. İyice acıktığımızda da pişmiş bir sebze yemeği veya çorba tercih edeceğiz. Bunların midede kalış süresi çok az olduğu için bu yemekleri yatmadan bir saat öncesine kadar yemenizde bir sakınca yok. Ama asla salata, meyve, kuruyemiş gibi pişmemiş yiyecekler yemeyeceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA