Bugün iktisatçı kimliğimle son açıklanan büyüme rakamlarının bize söylediklerinden ve son günlerde herkesin birbirine sorduğu Bitcoin çılgınlığından söz edeceğim.
Türkiye ekonomisi, bu yılın temmuz, ağustos, eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrekte yüzde 11.1 büyüdü. Beklentiler yüzde 10 seviyesindeydi. Türkiye, bu performansıyla tüm dünya ülkelerini geride bırakarak üçüncü çeyrekte en hızlı büyüyen ekonomi oldu.
Geçen yıl üçüncü çeyrekte darbe girişiminin etkisiyle ekonomide yüzde 0.8'lik küçülmenin yarattığı baz etkisi de bu rakamda etkili oldu. Büyümeye en büyük katkı vatandaşın tüketimi ile yeni yatırımlardan geldi. Sanayi üretimindeki artış da büyümeyi güçlendirdi.
Gayrisafi yurtiçi hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; tarım sektörünün toplam katma değeri % 2,8, sanayinin % 14,8 ve inşaatın % 18,7 arttı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise % 20,7 yükseldi. Yüzde 11.1 büyümenin; 7.0 puanı özel tüketimden geldi, kamu tüketiminin katkısı 0.3 puan, yatırım katkısı 3.6 puan, net ihracat 0.3 puan olarak belirlendi.
Bu rakamlar neyi anlatıyor bize; tüketime dayalı büyüme yapımızı değiştiremediğimizi söylüyor. Büyümedeki net ihracatın payını artıramıyoruz.
Sürdürülebilir büyümenin ancak sanayi yatırımları, sanayi üretimi ve ihracatla mümkün olacağını bilmemiz gerekiyor.
YÜZDE 6.5'İ GEÇEBİLİR
Üretimin arkasında talep vardır.
Talep olacak ki üretim gerçekleşsin.
Talebin göstergesi de milli gelirin nasıl harcandığı, harcamaların dağılımıdır.
Piyasada likidite sıkıntısı yaşanıyor.
Oysa piyasalarda canlılığın sağlanması tekerleğin dönmesi gerekiyor.
Büyüme rakamları ile ilgili çeşitli çevreler tarafından tartışma başlatıldı.
Enflasyon + büyüme toplam olarak göreli olarak hesaplanır. Bu toplamın enflasyon ve büyüme arasında doğru dağıtılmadığı, enflasyondan bir bölüm eksiltilip büyümeye katıldığı iddia ediliyor.
Hesaplama yöntemindeki kafa karışıklıklarını bir kenara bırakır sak, Türkiye, G-20 ve gelişmekte olan ülkeler arasında en hızlı büyüyen ekonomi oldu. Benim en fazla dikkatimi çeken alt kalem ise makine ve teçhizat yatırımları...
Büyümenin son çeyrekte de biraz hız kesmesine rağmen güçlü bir şekilde devam edeceğini düşünürsek, 2017 yılını yüzde 6,5'in üstünde bir büyüme ile kapatabiliriz.
BİTCOİN ÇILGINLIĞI
Bugünlerde herkesin konuştuğu, birbirine sorduğu konu Bitcoin. Para piyasalarındaki bir konu, özel sohbetlerde, kahvehanelerde, yemeklerde konuşuluyorsa ve ayakkabı boyacısının da gündemini oluşturmaya başlamışsa bu balonun patlama zamanı gelmiştir.
Bu piyasada alım yapanların da satış zamanıdır.
Bu yıl değeri dolar karşısında yüzde 1885 yükselen Bitcoin tüm yatırım araçlarını gölgede bıraktı. Son beş yılda ise yüzde 125 bin değerlenen Bitcoin, daha şimdiden spekülasyonların 'ağababası' olarak da anılmaya başlandı.
Sadece son dönemin değil ekonomi tarihinin de en çılgın spekülasyonu olan Bitcoin, 'kripto para' konusunun da dünya çapında tartışılmasına neden oluyor.
Bitcoin çılgınlığı kripto para sektörünü, kısa sürede 600 milyar dolarlık piyasa değerine taşıdı. Talebin bu hızla artması halinde kripto paraların seneye trilyon dolara ulaşacağı belirtiliyor.
Mevcut hesapların % 4'ü Bitcoin'in % 95'ini elinde bulunduruyor. Toplam değerin % 50'sine, toplam hesapların % 1'i sahip. Bitcoin'de şu anda bekleyen işlem sayısı 110 binin üzerinde.
Son söz: Okuyucularıma borsayı, para piyasalarını yakından takip eden yıllarca borsada işlem yapmış birisi olarak bu tür işlemlerden uzak durmalarını tavsiye ediyorum. Herkes bildiği uzman olduğu konuda, kendi işini yapsın diyorum.