Tarım insanoğlunun en temel ihtiyaçlarını karşılaması bakımından oldukça stratejik bir sektör... Son yıllarda ülkemizde tarım ve gıda konusunda bir farkındalık oluştu. Tüketiciler ülkenin tarımsal üretimini sorgulamaya başladı. Tarımsal üretimin artırılması, üretim planlaması, çiftçinin para kazanması, gıda güvenliği ve benzeri konularda duyarlılıklar arttı.
Çünkü geçmişte kendimize yeten, üretiminin fazlasını başka ülkelere ihraç eden ülke konumdaydık. Bu tablo eskisi gibi olmalıdır.
Tarım konusundaki araştırmaları, önerileri ve tespitleri ile bilinen uzman gazeteci-yazar Ali Ekber Yıldırım'ın tarım politikalarını, uygulamaları, Türkiye'nin potansiyeli ve geleceğine ilişkin çözüm yollarını ele aldığı "Üretme Tüket" adlı kitabı büyük ilgi gördü.
Bütün bilgi birikimi ve tecrübelerini aktardığı kitabı "Üretme Tüket" kısa sürede baskı üstüne baskı yaptı. Eser gerçekten tarım konusunda başucu kitabı niteliğinde bir başyapıt. Türkiye'nin stratejik sektörlerinden tarımda uzun yıllardır verdiği emek ve kazandığı uzmanlığıyla bu alanda yol göstericilerden birisidir Ali Ekber Yıldırım...
'Zengin toprakların fakir insanları olmayı hak etmiyoruz' diyen Yıldırım, Türkiye'nin 'ithalat' kıskacından kurtulabileceğini, kırsal alandaki yeni yapıyı, iklim değişikliğini, tarımdaki yeni politikaların etkisini kitabında inceliyor.
Farklı disiplinlerde uzmanlığım ve eğitimim olmasına rağmen tarım konusunun, hayatımda yeri ve önemi ayrıdır.
Tütün ekicisi bir ailenin çocuğuyum, tütün konusunda eksperim, uzmanım; tütün ekicisi, Türk tütüncülüğü ve Tekel'in özelleştirilmemesi gerektiği konusunda görüşlerimi bu köşeden sık sık dile getiriyorum.
Yıllarca Ali Ekber Yıldırım ile birlikte Ayvalık Zeytin Hasat Günleri'nde, panellerde, sempozyumlarda zeytin üreticisinin sorunlarına dikkat çektik, markalaşmanın önemini vurguladık. Bu konuda sevgili Yıldırım'ın çalışmalarını, görüşlerini, yazılarını ilgiyle izliyor, takip ediyorum.
Yıldırım'ın kitabında da belirttiği gibi;
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine bakıldığında tarımdaki büyüme, genel ekonomideki büyümenin yarısı. Tarımda yapısal, ekonomik, sosyolojik, kültürel, yasal, örgütlenme ve daha birçok konuda ciddi sorunlar var. Temel sorun; iktidarların, tarımı önemsememesi, yok sayması ve bunun sonucunda da değersizleştirilmesidir.
Bu temel sorunu kalıcı ve en öncelikli olarak çözmek için tarıma bakışın değişmesi gerekiyor. Bu hayal değil. Sahip olduğumuz tarım potansiyeli buna olanak veriyor.
Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi gıdanın temeli tohum ve tarımdır. Tarımdaki sorunları çözmeden gıda sorununu çözmek mümkün değil. Türkiye, sahip olduğu tarım potansiyeli ve biyoçeşitliliğiyle, dünyada açlık ve yoksulluk sorunu yaşayacak en son ülke konumundadır.
SEKTÖR KRİTİK ÖNEME SAHİP
Son dönemde tarım ve tohum konusunda ciddi bir farkındalık oluştu. Ülkenin her yerinde tarımın, tohumun önemi daha çok konuşulmaya başlandı. Tarım ve tohum konusunda yerel yönetimlerin önemli rolü var. Tohum ve tarım konusunda oluşan duyarlılık harekete geçirilirse Türkiye, tarımda kendi kendine yetmenin çok ötesinde dünyanın en önemli gıda üreticisi, tedarikçisi olur. Sahip olduğu potansiyeli üretim odaklı politika ile değerlendirebilirse çok büyük avantajlar elde edebilir.
Son söz; Tarım sektörü insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri noktasında kritik bir öneme sahiptir, piyasa ekonomisinin inisiyatifine bırakılmayacak derecede stratejik bir sektördür. Bu açıdan stratejik bir orta/uzun vadeli plan çerçevesinde tarım sektörünün devlet tarafından yönlendirilmesi ve regüle edilmesi gerekmektedir.
Bu açıdan bakınca, Ali Ekber Yıldırım'ın toplumun bilinçlendirilmesi konusunda gösterdiği çabanın ülkemiz açısından hayati bir önem taşıdığını belirtiyor ve kendisine bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum.