Korona virüsle değişen tüketim alışkanlıkları

Yaşam tarzı disiplinler arası bir kavramdır. Tüketicilerin daha iyi tanınması ve tüketici ihtiyaç ve isteklerine tatmin edici cevaplar verilebilmesi için yaşam tarzlarının belirlenmesi pazarlamada önemlidir. Günümüzde ise yeni yaşam biçimi yeni alışkanlıkları da beraberinde getirdi. Yaşamımızı, sağlığımızı daha ne kadar süre ile olumsuz etkileyeceği net olarak bilinmeyen yeni korona virüsün (KOVID-19) önemli etkilerinden birisi de özellikle gıda ürünlerindeki tüketim alışkanlıklarını değiştirmesi oldu. İnsanlar eve kapanınca yaşam biçimleri, tüketim alışkanlıkları ve tercihleri değişti. Yeniden normalleşme süreçlerinin başladığı bugünlerde bu alışkanlıkların hepsi olmasa da en azından bir bölümünün sürdürüleceği tahmin ediliyor.
Bu nedenle, tarım ve gıda üretiminin bu yeni alışkanlıklara uygun yönlendirilmesi, planlanması çok önemlidir.
MÜŞTERİ ODAKLI HİZMET DÖNEMİ
İşletmeler yoğun rekabet ortamında uzun dönemde ayakta kalabilmeleri için çağdaş pazarlama anlayışının gerektirdiği müşteri odaklı olmalıdır. Pazarlamada rekabet üstünlüğünün elde edilmesinin yollarından en önemlisi; tüketicinin dünyasını keşfedebilmek ve o dünyaya nüfus edebilmekten geçmektedir. Günümüzde yaşanan korona salgınıyla tüketicilerin satın alma davranışı geleneksel satış alanlarından çevrimiçi mecralara doğru bir seyir göstermiştir. Tüketicilerin salgın anında en çok tercih ettikleri web sitelerden, salgın sonrası değişmesi beklenen davranışlarına kadar her aşamanın bilinmesini, durumun yönetilmesi gerekmektedir.
Globalleşen dünyada riskler, mücadeleler, bilgiler ve hastalıklar çok hızlı şekilde yayılıyor. Böyle kriz zamanlarında değişen tüketici davranışlarını ön görebilmek, pazarlama stratejisi geliştirebilmek için büyük önem taşımaktadır. Tüketmek günümüzde elektronik hale gelmiştir.
Yeni medya, akıllı mobil cihazlar ve tablet bilgisayarlar sayesinde tüketim alışkanlıkları hızla online platformlara geçiş yapmıştır. Tüketiciler ürün ve hizmetlerin detaylı bilgilerine anında erişebilmekte ve ürünlere dokunmadan satın alma davranışını kolaylıkla gerçekleştirmektedir.
Bu dönemde tarım ve gıda konusunda bir farkındalık oluştu. Tarımsal üretimin artırılması, üretim planlaması, çiftçinin para kazanması, gıda güvenliği ve benzeri konularda duyarlılıklar arttı. Güvenli gıdaya erişimde aile çiftçiliği, küçük üreticilik bu dönemde daha çok öne çıktı. Korona virüsün ve benzer salgınların doğanın, çevrenin tahrip edilmesi, endüstriyel üretimlerin yaygınlaşması ile ortaya çıktığı fikri yaygınlaşmaktadır. Bu nedenle şirket tarımı yerine, doğa ile dost aile çiftçiliğinin önemi artıyor. Kooperatifçiliğin değeri anlaşılıyor. Tarıma, toprağa ilgi arttı. Bu nedenle tarım toprağı her zamankinden daha değerli hale geldi. Toprağa sahip olma, elindekini koruma bilinci gelişti.
TARIMDA DİJİTALLEŞME ARTACAK
Aile çiftçiliğinin ötesinde daha büyük hacimli üretim yapanlar için teknoloji kullanımı artıyor. Drone teknolojisi, uzaktan izleme, yönetme, sensör kullanımı gibi teknolojik yatırımları kapsayan yeni arayışların yaygınlaşması bekleniyor.
Bu tarım ve gıdada yeni bir dönemin de başlangıcı olacak. Özetle korona virüsle birlikte değişen tüketim alışkanlıkları, tarım ve gıda konusundaki duyarlılık doğru yönlendirildiğinde daha sağlıklı, güvenilir gıdaya erişim sağlanmış olur. Türkiye, bu konuda çok büyük fırsatlara sahip. O fırsatları değerlendirecek doğru bakışa ve politikalara ihtiyaç var.
Son söz; Salgın sürecinde tüketicilerin satın alma davranışının gelişmesi için markalaşma ve "marka kimliği" kavramı önemli hale gelmiştir. Marka kimliği; markanın kültürü, sermayesi ve kişiliğidir.
Satış yapamadığı için, yatırımını markalaştırmayı başarabilen, marka kişiliğini yükseltebilen firmalar ön plana çıkacaktır.