Trendyol Süper Lig'de haftanın maçında açıkçası temposu düşük ve seyir zevki düşük bir maç izledik. Her zaman "Avrupa takımları nasıl oynuyor, biz nasıl oynuyoruz?" diye sorarız ama artık bizim takımlarımızın bile Avrupa'da oynadığı futbolla arada büyük fark oluşmaya başladı. Liverpool karşısında iyi bir oyunla kazanan Galatasaray, dün maça fazla kontrollü başladı. Zaman ilerledikçe bu durum Beşiktaş'ın da ekmeğine yağ sürdü. Sergen Yalçın'ın takımına önde pres yaptırmadığı görüldü. Bu dakikalarda savunmanın ortasında konumlanan Lemina, sarı-kırmızılı takımın beklerine ekstra ileriye çıkma şansı tanıdı ancak istenen pozisyonlar üretilemedi. Bunda çok ısrar edilmesi ve koca bir derbide 'B Planı' olmaması Okan Buruk'un en büyük eksisiydi. Gol ve üstüne kırmızı karta diyecek bir şey yok tabi. İlk yarıda her şey Beşiktaş'ın istediği gibi gerçekleşirken, ikinci yarıda ise tam tersi oldu. 10 kişi rakibi karşısında 1-0 önde olan Beşiktaş, ikinci yarıda baskın olması gerekirken bunu yapamadı.
HANGİ TARAF 10 KİŞİYDİ?
Orta alanı kontrol etmek için gerekirse Sergen Yalçın'ın müdahale etmesi lazımdı. Bence Sergen hocanın da en büyük eksisi bu oldu. Galatasaray her ne kadar güçlü ve formda bir ekip olsa da dünkü fırsatı Beşiktaş'ın değerlendirmesi gerekiyordu. Kazansaydı çok önemli bir 3 puanı cebine koyacaklardı. Açıkçası 10 kişi oynayan rakibin devreden ekstra enerjik çıkacağı ve önde baskı yapacağı da belliydi. Dediğim gibi, siyah-beyazlılar ikinci yarı tam da Galatasaray'ın istediği gibi oynadı. İlk 15 dakikada hangi takımın eksik olduğu bile belli değildi. Rafa Silva, Abraham, Toure uzun bir süre çok etkisizdi. Sergen Yalçın ise hamle yapmak yerine golden sonra oyuncularına telkinlerde bulundu ancak biraz geç oldu. Her şeye rağmen bu kötü senaryodan Galatasaray yenilmeden çıktı. Beşiktaş'ta ise kaçan balık büyük oldu.
