Düşünebiliyor musunuz? Dört maç üst üste kaybeden Göztepe İzmir'de bir puan almış. Buna başarı diyoruz. Nasıl kabul edilir bu sonuçlar. İstesek de istemesek de gerçek bu. Hele ki önceki akşam oynanan Bursaspor maçını seyrettikten sonra.
Yenilmediğine şükrettik Göz Göz'ün. Peki neler oluyor Göztepe'ye? Hatırlayın iki hafta önce yaptığım kritikte de "Bir şeyler iyi gitmiyor" demiştim.
Nitekim geçen hafta da yenilince Bayram Bektaş gitmişti. Yerine gelen Kemal Özdeş ile de birdenbire değişmedi durum. Gene kötü oyun. Gene kazanamadı Göztepe.
SİHİRLİ DEĞNEĞİ YOK
Tabii ki Özdeş'in elinde sihirli değnek yok.
Dört idman sonrası oynanan ilk maçta güzel oyun ve üç puan kolay değil. Ama tribünler dolu, coşku büyük. İnsan ister istemez "Neden olmasın?" diyor. Olmadı. Olamazdı. Eğer Yasin gibi oyuncunuz varsa olamaz. 70 dakika hiçbir şey yapmamış. Antrenörü oyundan alıyor. Yasin efendi çıkarken tafra yapıyor.
Arkadaşına başarı bile dilemiyor. Oysa kötü oynayan Jerome de kenara alındı, Halil de.
Her ikisi koşa koşa kenara gelip, oyuna giren arkadaşlarına başarı dilediler. Yasin bunu ilk kez yapmadı. Daha önce de vukuatları var.
Tamam goller attı, Göztepe'nin kazandığı maçlarda katkılar yaptı. Ancak geçen hafta da yazmıştım. Tekrar yazıyorum. Yasin iyi futbolcu.
Göztepe'nin bir parçası ama her şeyi değil.
TEK SUÇLU YASİN DEĞİL
Tabii ki tek suçlu değil Yasin. Haftalardır kötü oynayan Borges de, Halil de diğerleri de suçlu. Hatta yönetenler de. Teknik ve idari yöneticiler de. Ama hepsi gene de ellerinden geldiği kadar mücadele ediyorlar ve gayrettiler.
Her şeyi hemen unutmayalım. Bunca puanı bu futbolcular aldı. Devamını da bu futbolcular getirecek. Yanlarında olmak gerek. Maç boyu destek veren taraftarlar da pes etmemeli. Hep destek, tam destek. Sabırlar taşmamalı. Sabırlı ve hep yanında olmalılar. Bu arada atlamadan Kemal Özdeş'e de "hoş geldin" deyip başarılar dileyelim. "İlerleyen haftalarda beklenen güzel oyunlar ve üç puanlar bekliyoruz" diyelim...