Süper Lig'de aynı filmi defalarca izledik. G.Saray'ın takıldığı haftalarda F.Bahçe ve Beşiktaş da kazanamıyor
Hal böyle olurca makas daralmıyor, heyecan artmıyor, hatta lider berabere kaldığı haftalarda bile puan farkını açıyor
Halk arasında bir söz vardır... Bıkkınlık veren, usandıran şeyler için söylenir... Aynı şeyi sürekli tekrarlayanlara, aynı hatada ısrar edenlere söylenir; "Yaptığın kabak tadı verdi" denir... Süper Lig'de yaşananlar da aynı... Önce Galatasaray takılıyor... Tam herkes "makas kapanıyor, şampiyonluk heyecanı artıyor" derken, Fenerbahçe ve Beşiktaş da puan kaybına uğruyor... Bu bir değil, iki değil, belki 5-6 kez tekrarlandı ligimizde... Öyle ki, lider Galatasaray berabere kaldığı haftalarda bile, takipçileriyle arasındaki puan farkını açar hale geldi... Doğal olarak yarışın heyecanı azaldı... Aynı senaryoyu defalarca izleyen bizler için de bu durum, kabak tadı verdi...
Oysa ara transferde herkes eksiğini, gediğini kapatmak için harıl harıl çalıştı. Üç büyüklerin başlattığı yıldız yağmuru, tribünlerin heyecan katsayısını yükseltti. Schneider'lı Galatasaray, Emre'li, Ziegler'li, Webo'lu Fener, Dentinho'lu, Niang'lı Beşiktaş... Herkes müthiş bir kapışma beklerken, ne futbol kalitesi, ne de zirve mücadelesinde bir farklılık göremedik ilk hafta. Galatasaray, Bursa önünde puana şükretti önce, Fenerbahçe Sivas karşısında onu bile bulamadı sonra... Beşiktaş Karabük'ten çelmeyi cumadan yemişti zaten... Takviyeli kadrolarıyla üç büyüklere bir baktık ki, eski tas eski hamam...
Fenerbahçe artık çileden çıkardı taraftarını... Ancak öfke rüzgarı, tribünden sahaya değil, tribünden tribüne daha bir sert esti. Sarı-lacivertli renklere gönül verenler, Sivas yenilgisinin faturasını futbolculara değil, Başkan Aziz Yıldırım ile yıldızlarının bir türlü barışmadığı Teknik Direktör Aykut Kocaman'a kesti. Kaleci Volkan'ın yediği hatalı golleri, kaptanlık bandının Emre'ye verilmesine bağlayanlar da oldu, Emre'nin Aykut Kocaman ile yaşadığı o kadar olaydan sonra nasıl takıma döndüğünü sorgulayanlar da... Eleştiriler sonuç getirmedi, istifa davetine icabet eden olmadı, sorular da yanıt bulmadı belki ama bardağın taşma noktasında olduğu açıkça ortaya çıktı.
Galatasaray'da Fatih Terim'in Burak Yılmaz'a haksızlık yaptığı konuşuldu. Başarılı golcünün kulübeye mahkum oluşuna anlam veremedi kimse. Bu konuda Terim'e yüklenenler de oldu, "yapmıştır bir şey" deyip, Burak'ın kulübeye çekilmesinin kendi hatasından kaynaklanmış olabileceğini düşünenler de. Beşiktaş'ta Samet Aybaba, Fernandes'e haddini bildirip, yönetimi de arkasına alınca, Portekizli özür dilemek zorunda kaldı. Yani üç büyükler cephesinden bakıldığında 20 haftaya, gerilim, üzüntü, öfke dışında ekstra bir şey yoktu.
PTT 1. Lig'de transfer zengini Göztepe, Bolu karşısında "soğuk duş" yaptı. Karşıyaka Ankaragücü karşısında korktuğuna uğradı. Manisa liderlik koltuğunu Şanlıurfa'da bırakırken, haftanın olayı Fırtına'nın patlamasıydı. Hem de öyle bir patlama yaptı ki Bucaspor, Adana'yı yerle bir ederken, "yarışı bırakmam" sinyali de verdi. Denizli cephesinde üç kırmızı kart ve yenilgiyle biten Adana Demirspor maçı sonrası hakem Bülent Yıldırım'a öfke vardı. Yani İzmir'de "Fırtına patlarken, Denizli'yi yıldırım çarptı..."
