Öyle tek bir mesele üzerinden gitmek doğru olmaz.
Çünkü haftanın terazisinin kefelerine koyduklarımız bir denge yaratıyor. Çok acayip enstantaneler de var, pek tanıdık hikayeler de.
Acayipliklerden başlayalım.
Demba Ba'nın faulü: Göztepe- Kasımpaşa maçının ilk yarısının son anları. Sabri'nin pasında Demba Ba topu göğsüyle yumuşatıp filelere gönderiyor. Hakem golü vermiyor.
Ve "itme" var diyor. Gördüğümüz kadarıyla pek bir şey yok ama illaki bir şey denecekse "itme" değil "çekme" olabilir belki. Ancak Veysel öyle bir uçuyor ki havada, çekme de olduğuna inanmıyor insan.
Demba Ba'nın parmaklarında elektrik mi var ki böylesine bir etki yapıyor. Mutant gibi üstün güçleri var da biz mi bilmiyoruz. Öyle ya Veysel nasıl yapıyorsa yapıyor daha havadayken kollarını açarak istiyor faulü. Düştüğünde inandırıcılığı kaybolmasın diye erken önlem alıyor belki de. Çok acayip değil mi?
Başakşehir'in 2. golü:
Ege'den uzaklaşmayalım. Hatta İzmir'in yanı başına varalım.
Akhisar-Başakşehir maçının 75. dakikası. Elia dışarıda, top dışarıda, Akhisar'dan 5 futbolcunun eli havada. Ama birkaç saniye sonra top ağlarda. Belki de bu gol şampiyonluk yarışının kaderini belli edecek bilinmez. Fakat çizgi hakemi tarafından bu an nasıl görünmez, anlamak mümkün değil.
Gelelim tanıdık görüntülere.
Talisca: Beşiktaş eğer yarıştan kopmadıysa onun sayesinde.
Olmadık anda sahne alıyor, atıyor, attırıyor. 11 gol 3 asist. Devler Ligi'nde 4, kupa da 2 gol. Yönetim ne yapıp edip Talisca'yı takımda tutmalı. Alanya'ya yine müthiş bir gol attı. Takım o attığı zaman hiç yenilmedi. Bu hafta Göztepe maçında takımın orta sahası yok belki ama Talisca gibi bir güç bile tek başına büyük bir tehlike.
Aslan'ın yürüyüşü: Fatih Terim ufak dokunuşları ile bir takımın çehresini en fazla değiştiren teknik adamların başında geliyor. Daha düne kadar yuhalanan Selçuk'u alkışlatan, kulübeye hapsolmuş Donk'u takımın değişmez adamı yapan, Nagatomo'yu monte edip sol bek sorununu rafa kaldıran Terim, sıkıntılı süreçlerin nasıl üstesinden gelineceğinin dersini vermiştir. Yalan yok, Ndiaye'nin gidişi ve Fernando'nun sakatlığı sebebiyle orta sahanın büyük sorun yaşayacağını düşünenlerdendim.
Evet zaman zaman bu sorun yine baş gösteriyor ama Selçuk-Donk ikilisinin bu kadar katkı koyacağını sanırım kimse beklemiyordu. Ve bu maçtaki acayip an ise Kucka'nın enfes golü. Gerçekten inanılmaz bir gole imza attı. Kaleyi karşıdan gören değil çarşıdan gören bir yerden vurdu neredeyse. İyi haftalar.