TEOG ve Spor

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın doğru kararıyla TEOG sınavı kaldırıldı. Çocuklarını 2 yıl boyunca dört duvar arasında sıkıştıran, bilgisayarda test çözdüren, özel dersler diye çocuğa nefes aldırmayan, enerjilerini yok eden veliler görmüştük. Tabiri caizse, çocuklar yarış atına döndürülmüştü..
ÇANAK TUTULDU
Ve maalesef okul ile öğretmenler de buna çanak tutuyordu. TEOG yüzünden hangi spor dalı olursa olsun, yetenekli çocuğa sınava kadar spor yasaktı! Şimdi okul ile sporu birarada götürme fırsatı ele geçti.
Naçizane fikrim; Gençlik ve Spor Bakanlığı koordinasyonuyla, Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler, spor kulüpleri, TMOK, ASKF biraraya gelip Türkiye'nin yeni şampiyonlarının nasıl yetiştirileceği konusunda işbirliği yapmaları gerekir. 35 yıllık tecrübemle dersleri çok iyi olup da futbol oynuyor diye çocuğun notlarının düştüğünü görmedim.
SPOR BÖYLE BİR ŞEY
Ama notları kötü olan öğrencinin spor yaparken çok iyi ders dinlemeye başladığını, disipline girdiğini, hayata pozitif baktığını, özgüveninin arttığını gördüm. Spor böyle bir şey. Hazır fırsat yakalanmışken, spor liseleri arttırılmalı, beden eğitimi ders saatleri çoğaltılmalı.
Ve spora yetenekli çocukların üniversiteye girişinde daha kolaylık sağlanması düşüncesindeyim.
SİYAH-BEYAZ DESİBEL
Beşiktaş-Leipzig maçında siyah-beyazlı taraftar yine yaptı yapacağını.. Futbolda şimdiye kadar görülmemiş olaya sebep oldular. Leipzig forvet oyuncusu Timo Werner, yüksek ses tezahüratından öyle etkilendi ki kenardan verilen kulak tıkayıcısına rağmen konsantre olamadı; oyundan çıkmak zorunda kaldı. Werner'in iyi ki kulak zarları patlamadı! Rakip oyuncuları desibelden şaşırtan taraftarı kutluyorum.
KURTLAR SOFRASI
Fenerbahçe-Beşiktaş derbisine genç hakem Ali Palabıyık'ın atanması hataydı. Onun ismi duyulunca tüm eski hakemler, yorumcular bıyık altından güldü.
Çünkü daha tam deneyim kazanmamış hakemi, ne kadar iyi olsa da, yerliyabancı tecrübeli futbolcularla dolu kurtlar sofrasında yiyeceklerdi. Öyle de oldu. Beşiktaş'ın attığı nizami golü yardımcısına uyup veremedi, Cenk'e yapılan penaltıyı es geçti. Merkez hakem Kurulu, derbiye hatalı atama yapıyor ama sonra da gözlemcinin verdiği notla tüm suçu hakeme yükleyerek kenara çekiliyor!
TRABZON BASINI
Trabzonspor taraftarını ve özellikle yerel basını anlamak mümkün değil.. Antrenörün işine bu kadar karışan, rahat bırakmayan dünyada başka yerel basın yoktur sanırım. Kendi öz evlatları Şenol Güneş hocayı bile küstürdüler, öyle strese soktular ki şampiyon yapamamıştı takımı. Şenol hocanın Milli Takım ve Beşiktaş'taki başarıları ortada..
Halilhodzic bile giderken "Trabzon basınından İllallah" demişti. Son olarak Ersun hocaya İki hafta önce "sihirbaz" diyenler şimdi "futbolu bilmiyor" diyor. Trabzonspor taraftarı ve basını değirmen gibi; başkanları, hocaları ve futbolcuları un ufak edip kaçırtıyor. Şapkayı önlerine koyup düşünmeleri gerekir; bunca yıldır acaba hata kimde diye.
Yoksa bu sezon da şampiyonluk hayal olur!