Dünyaya gelen her insan, eğer ömrü yeterse bir gün yaşlanır.
Gençlik yıllarından eser kalmaz.
Öyle yaşlanır ki beli bükülür, kendi başına yürüyemez ve gündelik işlerini yapamaz hale gelir. Ülkemizde de bu durumdaki yaşlı sayısı her geçen gün artıyor. 2018 rakamlarına göre Türkiye'de 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, son 5 yılda yüzde 17 artarak, geçen yıl 6 milyon 895 bin 385 kişi oldu.
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2013'te yüzde 7,7 iken 2017 yılında yüzde 8,5'e çıktı.
HUZUREVLERİ YETMİYOR
Özellikle yatağa bağımlı yaşlı sayısı da bir hayli fazla. Edinilen bilgiye göre 8 bin civarında huzurevlerinde sıra bekleyen yaşlı bulunuyor. Elbette yaşlıların evi kendi evleridir ve kimse mecbur kalmadıkça anne babasını huzurevine vermek istemez. Ancak çalışma hayatı, çeşitli hastalıklar ve yaşam koşulları bazen huzurevi ve bakımevi ihtiyacını ortaya koyuyor. Ancak sayısı yetersiz. Huzurevi olmayan illerimiz var. Zorunlu oldukları için oralarda da huzurlu bir ev ve merhametli bir el arayan yaşlılarımız var.
Yani yaşlılar, konusu ülkemizin en önemli konularından biridir.
RIZIK VESİLESİ
Bizlerin gerek birey ve toplum olarak, gerekse kurum ve kuruluşlar bazında bu konuya hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Eğer bugünün gençleri olarak bizler bu konuda gerekli duyarlılık gösterirsek yarın bizlerin de rahat edeceğinin altını çizmek isterim. Nitekim Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde, 'Herhangi bir genç, yaşından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, Allah Teala da, yaşlılığında ona hizmet edecek kimseler halk eder." buyurmuştur. Başka bir hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yaşlılara hürmet gösterip yardım edenleri '"Düşkünleri görüp gözetiniz; zira siz, ancak düşkünleriniz sayesinde yardım görür ve rızıklandırılırsınız', 'Beli bükülmüş ihtiyarlar, süt emen bebekler ve otlayan hayvanlar olmasa idi, başınıza büyük azap gelecek ve sel gibi belalar akacaktı.' buyurarak müjdeliyor.
BİZ BÖYLE DEĞİLDİK
Yani yaşlıya hürmet, saygı, bir rızık vesilesi olduğu gibi insanı birçok kaza ve beladan kurtaran çok büyük bir nimettir.
Ama bizler yeteri kadar yaşlılarımıza hürmet ediyor muyuz? Benim gördüğüm kadarıyla etmiyoruz. Özellikle toplu taşıma araçlarında yaşlılar ayakta beklerken gençler bacak bacak üstüne atıp rahatlıkla oturabiliyor. Yaşlıları görmezden geliyorlar. Aslında biz böyle bir toplum değildik. Ama maalesef, Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi 'tek dişi kalmış canavar' misali batı medeniyeti bizi bu hale getirdi.
AYRIM YAPMADAN HÜRMET
Bizim nasıl bir toplum olduğumuzu biraz önce yazdığım hadisler anlatıyor aslında. Dinimiz, ihtiyarlara hürmet etmeye büyük önem verirken ne yazık ki bu konuda durumumuz pek iç açıcı değil... "Bir genç, bir yaşlıya, yaşından dolayı hürmet ederse onun yaşına varınca, Allahü teâlâ, ona gençleri hürmet ettirir." bu dünyanın etme bulma dünyası olduğunu apaçık anlatıyor.
Bugünün gençlerinin, yarının ihtiyarları olduğunu unutmadan zengin fakir demeden, iyi kötü ayırmadan ihtiyarlara hürmet edelim...